Adana'nın mevsimleri iklimlerin değil,
renklerin festivalidir.
Yazın gelmesi, Adana'nın yeşil entari giymesinden belli olurdu.
Yeşil entari üzerine iki mavilik görülür. Biri gökyüzünün yeryüzüne mavi olarak gönderdiği selam, diğeri de Seyhan ve Ceyhan'ın denize koşan mavilikleri.
Göklerin mavi öpücüğü ile nehirlerin denizle öpücüğü ancak Çukurova topraklarında böylesine muhteşemdir.
Sadece Adana halkı değil, Adana yazları da modaya uymuştur. Adana'nın çekingen olduğu yaz aylarında giymiş olduğu yeşil entari bu günlerde, ağaçların rengarenk desenleri ile bezenmiştir.
Adana'da yaz için neredeyse efsane haline gelmiş öyküler vardır.
Hani derler ya "Tilkinin kırk hikayesi varmış, kırkı da tavuk üzerinedir." Adana'nın yaz hikayeleri de yaz sıcağı üzerinedir.
Artık yaz mevsimlerinde Adana, sadece bunaltıcı sıcaklıkları ile değil, rengarenk ağaçları ile simgeleşiyor.
Adana artık Yaz, Jakaranda Ağaçları, Erguvan, Begonvil ağaçların eflatun, kırmızı, beyaz başta olmak üzere onlarca renkleri ile geliyor.
Atatürk Parkı, Merkez Park ve Bulvarlardaki ağaçlar, mevsimleri çalınmış olan Adana'nın yaz aylarına soluk verip anlam katıyor.
Elbette Adana'nın mevsimleri, iklimiyle değil renkleriyle gelir...
Renk festivallerini iklimler değil, renkler belirler.
Yazın, şehir merkezi, ağaçların renklerine boyanırken, kırsal kesimler, başakların sarısı ve gelinciklerin kırmızısının dansına tanıklık eder.
Yazın başaklardaki sevinçli sarılık, zaman ilerledikçe sonbaharın hüzünlü sarısına dönüşür.
Toros Dağları'nın gölgesinde ovanın renkleri değişiyorsa, bilin ki Adana'da mevsimler değişiyordur.
Adana'm güzel memleketim; Tanrı'nın en muhteşem eseri...
Yaratıcının doğaya bu kadar itina göstermesi ne muhteşem...
Bir de insanların anlayışına itina gösterilseydi keşke...