Adana, hem halk müziği hem de popüler müzikte kendine özgü izler bırakıyor. Özellikle Çukurova’nın bereketi, Torosların gölgesi ve Seyhan Nehri’nin güzelliği, kent türkülerinde sıkça dile getiriliyor. “Adana Köprü Başı”, “Adana’nın Yolları Taşlık”, “Ah Neyleyim Gönül Senin Elinden”, “Ahu Gözlüm Tut Elimden”, “Asker Oldum Giydim Yelek”, “Aşağıdan Gelen Gelin Alıcı” ve “Ben de Gittim Bir Geyiğin Avına” gibi eserler, Adana’nın kültürel hafızasının ayrılmaz parçaları arasında yer alıyor.
Diğer bilinen eserler arasında; “Camızı Bağladım Otluğa Yakın”, “Ela Gözlü Nazlı Yari”, “Et Aldım Direminen”, “Evlerinin Önü Handır”, “Gide Gide Bir Söğüde Dayandım”, “Kadir Mevlam Senden Bir Dileğim Var”, “Lale Sümbül Bağına”, “Yemenimde Hare Var”, “Yenice Yolları Bükülür Gider”, “Yeşillim Yele Yele”, “Çıktım Kozan Dağına”, “Ölüm Yakamdan Tutma Git”, “İbrişim Örmüyorlar” ve “Şu Kışlanın Kapısına” yer alıyor.
Popüler müzikte de Adana’nın enerjisi ve kendine özgü insan karakteri şarkılara yansıyor. Örneğin; Yıldız Tilbe - Adanalı, Müslüm Gürses - Yandı Çukurova, Şahin Kendirci - Adana'ya Gel Gidek. Sanatçılar, bu şarkılarla şehrin hareketli yaşamını ve kültürel dokusunu şarkı sözlerine taşıyarak dinleyicilere ulaştırıyor.
Adana için yazılmış bu eserlerin sadece müzik değil, aynı zamanda bir kültürel miras olduğu vurgulanıyor. Şehrin tarihi, doğası ve insan dokusunun şarkılar aracılığıyla gelecek kuşaklara aktarıldığı belirtiliyor. Araştırmacılar, Adana için yazılmış eserlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan listenin, kentin hem müzik hem de kültür alanındaki önemini yeniden gözler önüne serdiğini söylüyor.