Büyük Lokma Ye Büyük Söz Söyleme

Hacı Hüseyin Kılınç

Atalar tutamayacağın, altından kalkamayacağın sözler etme derken bu deyimi kullanırlar. Bu sözü en çok siyasetçilerin kulaklarına küpe yapması gerekir. Desteksiz, dayanaksız konuşmaya en fazla siyasetçiler düşkündür. Çünkü siyaset neticede bir söz sanatıdır. Söz sayesinde kitleler ikna edilir, destekleri alınır. Antik Yunan'da her yurttaş bir söz, belagat ustası olmak zorundaydı. Yurttaşlığın esası agaroda çıkıp konuşmaya ve diğer yurttaşları ikna etmeye dayanıyordu. Bir süre sonra sofistler ortaya çıkacak ve bir ücret karşılığında gençlere bu sanatı öğretmeye başlayacaktı. Platon sofistleri felsefeyi popülerleştirdikleri ve bunu paralı yaptıkları için eleştirecekti. Platon'a göre iyi yaşama ideali anlamına gelen felsefe para ile öğrenilemezdi.

Özgür Özel bu sözün hakikatini çok sık unutanlardan biri. Hem sözün şehvetine kendini fazla kaptırıyor hem de Weber'in 'bir meslek olarak politika'da siyasetçilere yaptığı uyarıyı da ihmal ediyor. Weber 'bir meslek olarak politika'da siyasetçiye içiyle dışı arasında bir ayrım yapmayı tavsiye eder. Siyasetçi her aklına eseni konuşamaz. Aklından geçenleri yani iç dünyasında yaşadıklarını dışarıya yani söze, kelimelere taşırken bu ayrıma mutlaka dikkat etmelidir. Weber bir tavsiyede daha bulunur ve aynı şeyi hırs içinde yapmak gerektiğini söyler. Hırs bir siyasetçinin yakıtı olmakla beraber felaketi de olabilir. Hırs mutlaka akılla dengelenmeli ve kontrol altına alınmalıdır.

Yeniden Özel'e dönelim. Özel çok koşturmak, çok miting yapmakla övünen biri. Ama çok konuşanın çok yanlış yapacağını da unutuyor. Ve yaptığı yanlışlar Özel'in sözünü değersizleştiriyor, etkisini azaltıyor. Özgür Özel CHP gibi özgül ağırlığı çok yüksek, genel başkanının ağzından çıkan her sözün doğrudan partisini bağlayacağı bir partiyi yönetiyor. CHP konjonktürel olarak iktidarın hedefinde olan ve iktidarın elindeki her türlü araçla üzerinde baskı uyguladığı bir parti. CHP geldiğimiz aşamada sadece üyelerinin, seçimde bu partiye oy veren kesimlerin değil daha geniş bir cephenin yüzünü döndüğü ve umut bağladığı bir parti konumunda. O nedenle CHP genel başkanının ağzından çıkan her sözün ve her cümlenin bir karşılığı olmalı. CHP genel başkanı boş, karşılıksız konuştuğu zaman partisini zayıflatır, zaafa düşürür. Zaafa uğrayan sadece CHP olmaz bu partinin etrafında birleşmeye hazır milyonlar olur.

Bu nedenle CHP genel başkanı birşey söylediğinde, birşey yapacağım dediğinde bu söz boşlukta sallanmamalı, karşılıksız kalmamalıdır. Bu sözleri niçin söylüyoruz oraya gelelim şimdi. CHP genel başkanı İstanbul İl Başkanlığı'na kayyım atandığında kararı tanımayacaklarını, kayyımı partiye sokmayacaklarını söyledi. Ve herkesi İstanbul İl Başkanlığı binasında toplanmaya çağırdı. Parti polis kordonu altına alınmış ve polis tarafından işgal edilmişti. Kayyımın geleceği saatlerde partinin önünde ancak bin kişilik bir kalabalık toplanmıştı. Partinin İstanbul'daki üye sayısı 300 bine yakındı. Gelenler sadece CHP üyesi de değildi. Gelenlerin arasında CHP'yi bir cephe olarak gören ve normal şartlarda CHP'yi eleştiren sol yapılardan yüzlerce insan vardı. Çağrıyı yapan genel başkanın kendi İl Binasının önünde yoktu. Ankara'daki kuruluş törenindeydi.

Lider kritik anlarda en önde olur. Lideri lider yapan bu özelliğidir. CHP'nin en büyük İl Örgütü bir yargı darbesi ile saray işbirlikçisi kayyımlara teslim edilecekse ve partinin genel başkanı herkesi İl Binası önünde toplanmaya davet etmişse en önce kendisi orada olmalıdır. Kendisi orada olsaydı eğer onbinler orada olurdu, polis bu denli fütursuz davranamaz ve kayyım da o binaya giremezdi. İktidar için İl Binası önüne polisleri yığmak ve kayyımı partiye zorla çıkarmak bir hesaplaşmaydı. İktidar bu sayede CHP"nin mukavemetini, direncini test ediyordu. Bu test sırasında lider en yüksek perdeden konuşmuş ve ancak sözleri havada kalmıştır. Hiç kuşkusuz iktidar bu çıplak gerçeği bir yere kaydetmiştir.

Siyaset ciddi iştir ve ağzınızdan çıkan her söz sizin ciddiyetinizin ölçüsüdür. Kitleler verilmiş söze, o söze bağlılığa büyük değer verir. Söz bir kez ayağa düştüğünde inandırıcılığınız kaybolur ve bir meşruiyet krizi yaşamaya başlarsınız. Sözün değerini en iyi iktidarlar ölçer. Ağızdan çıkan söze sadakati en iyi onların bileceği gibi. Liderlik zor zamanlarda belli olur. Siyasetçi söze şehvet derecesinde düşkündür. Ama ağızdan çıkan söze sadakat, ancak liderler için söz konusudur. CHP il binasını polis zoruyla giren kayyıma terk etmiş çareyi ciddiyetten yoksun biçimde il binasının yerini değiştirmede bulmuştur. Madem böyle yapacaktınız bu kadar gürültüyü niçin çıkardınız? Bu hamleniz belki parti içi muhalefetin tıynetini deşifre etmede size avantaj sağlamış olabilir. Ama iktidar CHP ilişkilerinde büyük geri adım attığınız ve çıkan sözlerin havada kaldığı aşikardır.