Cehalet ne güzel, her şeyi biliyorsun!

Erol Aydın

               Tarih, bilenlerle bilmeyenlerin mücadelesi olarak süregelmiştir. Bilmek en büyük güç ve kuvvet iken bilmemek sonsuz bir kuyu gibidir. En tehlikeli olanı da bilmediğinin farkında olmayan insanlardır. Kendinizi korumak adına bu tür insanlardan uzak durmak gerekmektedir. Aksi takdirde diğerleri aranızdaki farkı anlamayacaklardır.

               Cahil insanın karakteristik özellikleri vardır. Bir kere çok ve boş konuşurlar. Konuşmaktan düşünmeye fırsatları olmadığı için boş kasnak misali sürekli fasit dairenin dışına çıkamazlar. Ezberledikleri basmakalıp cümleleri uysa da uymasa da her durum için ortaya koyarlar. Her söze verecekleri beylik lafları vardır, altta kalmamak adına sürekli polemik üretmekten kaçınmazlar. Davalarını ölümüne savundukları için gözleri dönmüş bir vaziyette karşı tarafı dinlemeden sürekli atış halindedirler. Sabit fikirli oldukları için her türlü değişime kapalıdırlar. Bütün bunlara tuz-biber olacak şekilde sizi cahillikle suçlamakla birlikte meseleye tüy dikmekten çekinmezler.

               Cahil insan aynı zamanda oldukça mutlu insandır. Dünyada ve yaşadığı coğrafyada ne olup bittiğinin farkında olmadığı için kaygısı da yoktur. Kaygısı olmayan insan sorumsuz olacağı için dünya yansa umurunda olmayacaktır. Çünkü olaylara vakıf olmadığı için farkında da değildir. Farkında olmak ve farkındalık oluşturmak için bir seviyeye mutlak ihtiyaç vardır. Bu olmadığında hayat düğün, bayram olacaktır. Bir de “cahil cüreti” diye bir kavram vardır ki bu konuda kendilerine olan güvenleri de tavan yapmaktadır. Cehaletleri artıkça kendilerine olan güvenleri de doğru orantılı olarak artmaktadır.

               “Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?” inanç ve kültürünün bir ferdi olarak ortada çok bariz fark olduğu açıktır. Bilmek için; okumak, incelemek, araştırmak, karşılaştırmak, mukayese etmek ve düşünmek de yetmeyebilir, derin tefekkür sahibi olmak bunun yanında müşavere etmek gerekmektedir. “Danışanın dağları aştığı, danışmayanın düz yolda şaştığı” göz önüne alındığında ortak akla önem vermek gerektiği kaçınılmazdır. Bu durum aynı zaman da sünnet olması hasebiyle de göz ardı edilemeyecek bir husustur.

               Sonuç olarak; cehaletle varılacak bir hedef, gerçekleştirilecek bir gelecek mümkün değildir. Yüce Allah’ın verdiği akıl nimetini verimli kullanmak suretiyle cehaletin önüne geçmek toplumsal mutluluk için de vazgeçilmezdir. Bir cahille asla tartışmayın çünkü kaybetmeye mahkûmsunuzdur. Hele öğretimle elde edilmiş cahillik türü vardır ki bu seviyeyi başka türlü elde etmek mümkün değildir. Okumuş cahilin, kara cahilden daha tehlikeli olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir.

Esenlik dileklerimle,

Erol Aydın