DAĞ FARE DOĞURDU!..

Yaşar Erkmen

Üç gündür bu açıklamaya odaklanmıştım. Cumartesi gününü iple çekiyordum.

Yalnız ben miydim merakla bekleyen? Ülkenin gündemini izleyen herkes aynı heyecan içindeydi. Peki, neden bu kadar heyecanlanmıştık? Çünkü yapılan açıklama insanları öyle bir beklentiye sokmuştu ki başka bir şey düşünemez olmuştuk. Sanırım amaç da buydu. Başka konular konuşulmasın, herkes bize kulak versin, bütün televizyon kanalları bizden söz etsin.

İnsanları bu kadar heyecanlandıran ve meraklandıran konu neydi? Hemen söyleyeyim: Bu heyecanın nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Temmuz’da yapacağı tarihî açıklamaydı. Bir gün öncesi PKK terör örgütü sembolik olarak silahları yakmış, dolayısıyla Cumhurbaşkanı’nın yapacağı tarihî açıklamanın önemi had safhaya çıkmıştı.

Heyecanla açıklama saatini bekliyordum. Cumartesi günü saat daha on olmadan televizyonu açtım. Bir ben miydim sabırsızlanan? Bütün kanallarda aynı heyecan. Ekranın altında kocaman harflerle “Cumhurbaşkanı biraz sonra tarihî bir açıklama yapacak.” yazısı akıp duruyor.

Cumhurbaşkanı ve eşi canlı yayında alkışlarla salona girdiler. Heyecan dorukta. Ne zaman kürsüye davet edilecek, neler söyleyecek diye bütün memleket gibi ben de merak içinde bekliyorum. Zaman geçmek bilmiyor.

Nihayet anons edildi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına başladı. Heyecanla ve dikkatle dinliyorum. Hiçbir cümlesini kaçırmamak için yerimden dahi kalkmıyorum. Konuşma uzadıkça uzadı ve noktalandı. Bu kadar merakla beklediğim konuşma beni heyecanlandırdı mı? Hayır.

Peki, dinlediğin bu konuşmanın sonunda senin yorumun nedir, diyenlere sadece şunu söyleyebilirim: Dağ fare doğurdu!

Sen ne bekliyordun ki, dediğinizi duyar gibiyim. Ben bu temmuz sıcağında, memlekette bir bahar havası essin istiyordum. Son günlerde muhalefetin üzerine bir kâbus gibi çöken iktidar, ortamı yumuşatacağını, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen hâlâ içeride tutulan insanlara yönelik bir yeşil ışık yakacağını bekliyordum. Meclis mutfağında elbirliğiyle bir barış yemeği pişirilir, aynı masa etrafında oturan herkese ikram edilir diye düşünmüştüm.

Piyasalar da bu beklenti içerisinde olmalı ki borsa daha açıklamayı beklemeden, cumadan yükselişe geçmişti bile.  Cumhurbaşkanı’nın üç parti dışındakileri çemberin dışında tutmaya yönelik sözleri, kalıcı barışa hizmet etmez. Tüm partilerin katıldığı ve büyük çoğunluğun onayıyla alınacak kararlardan herkes kazançlı çıkacaktır. En çok da ülkemiz… Çünkü bu bir beka sorunudur. Böylesine önemli ve tarihî bir konuda alınacak kararlar, yeni ayrışmalara yol açmamalıdır. Toplum yeterince bölünmüş ve kutuplaşmış durumdadır. Yeni bölünmelere, ötekileştirilmeye değil, birleşmeye ve bütünleşmeye ihtiyacımız var.

Olaylara at gözlüğüyle bakmak yerine, daha geniş açıdan bakmalı; partinin çıkarlarını değil, ülkenin çıkarlarını ve bekasını düşünmeliyiz.