Hayvancılık Tehlikeli Günler Yaşıyor

Vedat Kahyalar

 Özellikle çocuklar için, genel olarak ta tüm vatandaşlarımız için vazgeçilmez bir enerji kaynağı olan sütün üreticisi zor günler yaşıyor.

Bu zor şartların aşılması için, sosyal bir devlet olarak ülkemizde, bizim hükümetimizin de gerekli önlemleri acilen alması ve vatandaşlarımızın lehine olacak üretici teşviklerini acilen gündemine alması gerekmektedir

Girdi maliyetleri, Türk hayvancılığını bitirmeye yemin etmiş gibi üreticiyi tehdit ediyor. Bu durumla mücadelede yetersiz kalan üretici ya hayvanını satıyor, ya da kesime götürüyor.

Kesime giden süt ineklerini kurtarmak bu günün en önemli görevi olsa gerek. Devletin olağanüstü gelirleri, halk için vazgeçilmez olan sağlıklı gıda kaynakları için harcanabilmelidir. Sağlıklı nesiller için; kolay ve ucuz temin edilebilir et, süt, sebze, meyve vazgeçilmez hedef olmalıdır.

TÜİK e göre hayvancılıkta maliyet artışları:
- Gübre: %234,88
- Mazot/Enerji: %201,13
- Hayvan yemi: %145,25
- Bina bakım masrafları: %151,70
- Ahır inşaatı: %111,90
- Zirai ilaçlar: %104,76 
Oranlarında artmış.

Aslında piyasadaki artışlar bu rakamların da üzerinde. Ancak bu rakamlara rağmen, süt fiyatlarının sabit tutulması istenmiş.

Gıda Komitesi’nin talimatıyla çiğ süt fiyatı 7,5 lirada sabitlendi.

- Tarım Bakanlığı 20 kuruşluk primi artırmadı.
- Süt tozu ihracatı kısıtlandı.
- Ülkenin her yerinde üretici içi kan ağlayarak süt ineklerini kesiyor.

Büyük, endüstriyel Süt hayvancılığı işletmeciliğinin yanında, onbinlerce aile işletmesi zor durumda.

Küçücük aile işletmeleri bu maliyetlere ve sabit tutulan bu satış fiyatına nasıl dayanır?
Bu savruk, ölçüsüz fiyat artışlarına dayanabilmek devlet desteği olmadan çok zor!
Destek olunmazsa algılanan açık mesaj şu; hayvanlarını sat veya kes, şehre yerleş, gerekirse ithal ederiz...

Sencer Solakoğlu, Türkiye’nin en modern, teknoloji yoğun, verimli, kendi yemini kendisi üreten “ideal” süt hayvancılığı işletmelerinden birisine sahip.
Sencer Solakoğlu, süt ineklerinin yüzde 10’unu keseceğini söylüyor. Ülke hayvancılığının ne halde olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?

Sencer Solakoğlu'na kulak verelim:
" %10 kesim kararı aldım. Piyasada süt talebi olmasına karşılık fiyatı düşük tutmanın sonu budur! Yalvardık! Yapmayın dedik! Dinlemediler. 
Sektör cayır cayır anaç kesimi yapıyor. Bunun bedelini halk rafta ödeyecek. Süttozu ihracatını kapatıp ölüm fermanını imzaladılar."

Süt ineğinin azalması büyük tehlikedir. Bu sektörün yeniden toparlanabilmesi ülkenin en az 3 yılını alır. Bu süreçte fiyatlar aşırı yükselir,-ithalatla yeniden hayvancılık kurulabilir- zannedenler yanılıyor. Sektör heyecanını, birikimini, işgücünü, yatırım olanaklarını kaybettikten sonra yeniden verimli hale gelmesi çok zor. Süt Kullanımının azalması, beslenme problemleri, halkın ihtiyaçlarının ideal şartlarda karşılanamaması halkımıza layık görülmemeli.

Devletin ciddi sübvanse etmesi gerek. Büyükbaş hayvan çiftliklerine yem, mazot ve süt satış desteği verilmelidir. Az kullanılan otoyol, köprü, havaalanı garantileri hayatımızı/geleceğimizi tehdit etmeye devam ederken, gıda güvenliği yaşadığı büyük risk çıkmazından çıkarılmalıdır!