Hegemonya hakim bir grubun kendi çıkarlarını genelleştirme yeteneğidir. Bu yeteneği güç olarakta anlayabilirsiniz. Hakim grup kendi çıkarlarının maksimizasyonuna öncelik verirken sanki hegemonyası altına aldığı grupları da temsil ediyor, onların çıkarlarını da kolluyor algısını yaratır. Hegemonya tarih boyunca karşımıza çıkan en etkili yönetme biçimidir. Bir grubun hegemonik güce ulaşması güç kaynaklarına hakimiyetinden geçer. Güç kaynakları ise iktisadi, siyasi, askeri ve ideolojik olmak üzere ayrıştırılabilir.
Hegemonya, gücün sıfır toplamlı bir oyun olmaktan çıktığı bir eşikte kurulabilir. Buna göre hegemonik grup kendisi kazanırken tabiiyeti altına aldığı gruplarında kazandığı bir oyunu yönetir. Elbette hegemonyanın dışladığı, oyun dışı bıraktığı grupları bir yana bırakıyoruz. Bunlar zaten hegemonik tarzın dışladığı, oyun dışına ittiği ve kaybeden gruplardır.
Hegemonik grup bu çekip çevirme işini sonsuza kadar devam ettiremez. Hiçbir hegemonya ilanihaye ayakta kalamaz. Çünkü bir hegemonyanın unsurlarını oluşturan güç kaynakları arasında eşitsizlikler ortaya çıkar, denge bozulur ve kriz başgösterir. Ancak krizin ortaya çıkması hegemonyanın sonunu getirmez. Arrighi'nin dediği gibi önce sinyal krizler kendini gösterir. Buna uyarıcı krizlerde diyebiliriz. Bu krizler yönetilebilir ve etkileri zamanla ortadan kaldırılabilir. Şu hatırlatmayı da yapalım hegemonya süreleri uzundur ve on yıllara yayılabilir.
Hegemonik krizin çözüme kavuşturulamadığı eşiklere Arrighi 'ölümcül krizler' diyor. Artık öyle bir eşiğe gelinmiştir ki hegemonik grup elindeki tüm güç kaynaklarını kullanma kabiliyetini kaybetmiştir. Alışık olunan manzara artık bu eşikte yeni bir hegemonik adayın ortaya çıkması ve tabii grupları onun çekip çevirmesidir. Ama yukarıda söylediklerimizi anımsarsak hegemonya en etkili yönetme biçimi olmakla birlikte her grubun isterse iktidara gelsin hegemonik kapasiteye sahip olduğundan söz edemeyiz. Bunun için sıraladığımız güç kaynaklarının her birini kullanabilecek ve harekete geçirebilecek kapasiteye sahip olmak gerekir.
Bazan hegemonik grupların bu girişimleri hayata geçmeyebilir. Kalıcı olarak iktidara yerleşen bir grup zaman ilerledikçe iktidarını hegemonik bir iktidara dönüştürüp uzun soluklu kılmayı deneyebilir. Buna niyetlenerek harekete geçebilir. Ama elinin altındaki güç kaynakları bunu taşımaya yetersiz ise başarılı olması mümkün değildir. Çünkü hegemonik yönetim güç kaynaklarının etkili kullanımını gerektirir. En işlevsel olanı rızayı üretebilmek ve zoru devreden çıkarmaktır. Rıza ise ancak iktisadi döngünün halk kitlelerini memnun etmesi, seçime dayalı meşruiyetin kesintisiz sürmesi, grup ideolojisinin herkesi içine alacak kadar geniş olması sayesinde üretilebilir. Askeri gücü zor olarak simgeleştirirsek buna korku da diyebiliriz. İlk üç güç enstrümanının devre dışı kaldığı yerde artık hegemonya kriz sinyali vermeye başlamıştır. Bu durum yapısallaşmaya başladığında ise ölümcül kriz kapıya dayanmıştır.
Ölümcül kriz kangrenleşererek kaosu doğurur. Kaos ise bir yönetememe halidir. İktisadi çevrim teklemiş ve siyasi meşruiyet büyük bir krize girmiştir. İdeolojik düzey ise kapsayıcı olmaktan uzaklaşmış ve ikna kabiliyetini hepten yitirmiştir. Ölümcül kriz döngüsü kapitalizmin tarihinde savaşlar aracılığıyla aşıldı. Ticari kapitalizmin ilk hegemonik gücü yağmacı İspanyollar yerlerini kısa süreliğine Hollanda'daya onlar ise finansal entrümanlarının gelişmişliği ve denizlerdeki hakimiyeti ile yerini Britanya'ya terk etti. Britanya ise iki savaşın maliyetini kaldıramadığı ve özellikle sömürgelerinin elinden çıkması ile finansal gücünü kaybettiği için yerini ikinci savaştan sonra ABD'ye bıraktı.
Niyetim aslında hegemonya kavramı ve Arrighi'den aldığım sinyal ve ölümcül krizler kategorizasyonunu kullanarak bir AKP okuması yapmak ve geldiğimiz yeri anlamaya çalışmaktı. Ama çerçeveyi serimledikten sonra zeki okur kendi değerlendirmesini kendisi de yapabilir artık.