Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 13 Aralık 2025 tarihinde yayımlanan 586 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, vergi sisteminde teknik bir düzenlemenin ötesine geçerek mali müşavirlik mesleğinin yetki alanlarını ve kamusal rolünü doğrudan etkileyen sonuçlar doğurdu. Tebliğ ile 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren basit usulden gerçek usule geçecek mükelleflerin defterlerinin, bağlı oldukları esnaf odaları ve birlikleri tarafından da tutulabilmesine ve vergi beyannamelerinin bu yapılar aracılığıyla gönderilebilmesine izin verilmesi, meslek camiasında ciddi tepkilere yol açtı.
Söz konusu düzenlemeye karşı itirazların kamuoyuna daha güçlü biçimde yansıtılması amacıyla TÜRMOB ve Türkiye genelindeki mali müşavir odaları, 16 Aralık 2025 Salı günü saat 11.00’de tüm illerdeki defterdarlıkların önünde eş zamanlı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Adana Mali Müşavirler Odası da aynı gün Adana Defterdarlığı önünde bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında konuşan Adana Mali Müşavirler Odası Başkanı Levent Deniz, muhasebe, finansal raporlama ve beyanname süreçlerinin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayarak, bu alanların dünyada olduğu gibi Türkiye’de de mali müşavirlerin mesleki sorumluluğunda bulunduğunu ifade etti. Deniz, muhasebe mesleğinin yalnızca kayıt tutmaktan ibaret olmadığını; doğru mali veri üretme, raporlama, denetleme ve kamu adına sorumluluk üstlenme fonksiyonlarıyla güvence sağlayan bir meslek olduğunu dile getirdi.
Basın açıklamasında, muhasebe ve vergi beyannamesi yetkisinin teknik bilgi, mesleki yeterlilik ve hukuki sorumluluk gerektiren bir alan olduğu vurgulandı. Hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygısıyla hareket edebilecek esnaf odaları ya da birliklerine muhasebe ve vergi yetkisi verilmesinin, kapsama yeni alınan mükelleflerin mali idare karşısında fiilen denetimsiz bırakılması anlamına geldiği ifade edildi. Bu yapılarda mali müşavir çalıştırma şartı getirilmesinin ise, düzenlemenin hukuka aykırılığını ve ciddiyetsizliğini örtmeye yetmeyeceği belirtildi.
Açıklamada, belirli bir mükellef grubuna ayrıcalık tanınmasının vergide eşitlik ve adalet ilkelerine açıkça aykırı olduğu vurgulandı. Bu uygulamanın kayıt dışılığı artıracağı, vergiye gönüllü uyumu zayıflatacağı, kamu gelirlerini azaltacağı ve muhasebe ile denetim mesleğini tahrif edeceği kaydedildi. Ayrıca bu tür düzenlemelerin uzun vadede eğitim, sağlık, sosyal destekler ve bütçe disiplini üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracağına dikkat çekildi.
Basın açıklamasında karar vericilere yönelik olarak; yanlış tutulan defterler ve gerçeğe aykırı beyannamelerden esnaf odalarının yöneticilerinin sorumlu olup olmayacağı, sahte belge düzenlenmesi veya kullanılması halinde bu yapılar hakkında vergi suçu raporu düzenlenip düzenlenmeyeceği, teknik altyapısı olmayan yapıların binlerce mükellefin muhasebesini hangi denetim mekanizmasıyla yürüteceği, muhasebe ücreti toplayacak bu odalar için kurumlar vergisi yükümlülüğü doğup doğmayacağı gibi sorular yöneltildi. Ayrıca liyakati olmayan kişi ve kurumlara yetki verilmesinin hangi bilimsel, hukuki ve etik anlayışla bağdaştığı sorgulandı.
Açıklamanın sonunda, Türkiye genelindeki 135 bin mali müşavir adına konuşan Adana Mali Müşavirler Odası Başkanı Levent Deniz, vergi sisteminde onarılması güç zararlar doğuracak bu düzenlemenin derhal yürürlükten kaldırılmasını talep etti. Deniz, düzenlemenin geri çekilmemesi halinde her türlü hukuki mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini kamuoyuna ilan etti.