Ölümsüz Dost(luk)lar

Yüksel Mert

Konuşulmanın yasak olduğu bir dönemde de, olmadığı dönemlerde de hak bildiği şeyleri en küçük bir taviz dahi vermeden yazdı, konuştu, yaşadı...

MERTÇE 

Kendisini hiç bir zaman, konuya sahneye, seyirciye göre değiştirmedi.

BAŞI DİK YAŞADI 

Ölünceye kadar dikbaşlı değil, başı dik, dimdik yaşadı.
Bu örnek yaşamı İktibas dergisiyle dalga dalga yayıldı Türkiye sathına.

BİTİMSİZ YÜRÜYÜŞLER

Türkiye’nin doğusundan batısına güneyinden kuzeyine, Allah rızası için uzun yürüyüşlerini bıkmadan usanmadan sürdürdü.

HAKKA YÜRÜDÜ

Bu tebliğ ve irşat seyahatlerinin en sonuncusunu Adana’ya Çukurova’ya yapmıştı.

Çukurova’nın sıcak, sımsıcak insanlarının sıcaklığından pek hoşnut olmuştu anlaşılan ki, bir daha dönmedi soğuk bölgelere dönemedi..

DERDİ Kİ; 

Bu dünyada insan Allah’a kul değilse gereği gibi, bir bedeli vardır. Evet değişen ve gelişen dünyada her insanın bir bedeli vardı, ödenir satın alınırdı.

BİTMİŞ BİR ALIŞ VERİŞ 

Kur’an-i bilgi, bilinç, şuur, feraset ve temel gerekliydi.
Aksi halde bedeli şöyle veya böyle ödenir, satın alınabilinirdi insanlar.

Ama Müslüman insanın bedeli de cennetti. 9/111. Olup bitmiş bir alış-verişti bu.

GERÇEK PATRON 

Çünkü onun rabbi sahibi, efendisi yenilerin ifadesiyle patronu “Her şeyin yaratıcısı ve yöneticisi Rahman Rahim Allah {c. c.} idi. Can ve mal karşılığında cenneti yazmıştı ona. Onun dışında dünyevi, en görkemli saraylar, villalar, hatta trilyonlar, septilyonlar ona bedel olamazdı.

Çünkü o bunların ötesinde üstünde bir değere sahipti.
Kendisinin haricinde her şey onun hizmetine yaratılmış ve emrine verilmişti.

SONUÇ

İşte böyle örnek bir hayatı hayat haline getiren, resullere varis olma misyonunun sorumluluk ve bilincinde, hak yolunda söylenmesi ve yazılması gerekenleri peygamberi bir düsturize içinde, apaçık erkekçe ve mertçe anlatan {5/67} Ercüment ÖZKAN’ı Rahmetle anıyoruz.

MERTÇE PAYLAŞIM 
ADANA/TÜRKİYE