Bir şehir düşün…
Sabahları portakal çiçeği kokan,
Akşamları kebap dumanıyla sarhoş eden…
Gönlü sıcak, insanı yürekli…
Adana…
Ama bu şehir, bir süredir kendi gölgesinde kaybolmuş gibi.
Tarihi Seyhan’a yaslanan değil, artık yorgun bir bakışla nehre bakan…
Betonun sıcağıyla, siyasetin soğukluğuyla kavrulmuş bir şehir…
Ve şimdi, soruyor halk:
“Bizim de Rasim Arı gibi bir başkanımız olacak mı?”
Kimdir bu Rasim Arı?
Nevşehir’in kalbine dokunan,
Belediyeciliği halkla birlikte yazan,
Gömleğini değil, yüreğini sıvayan bir adam…
Şehriyle hemhâl, insanıyla bir aile…
Görev tanımını değil, gönül bağını bilenlerden…
Ve Adana’da bu isim yankılanıyor artık:
“Bir Rasim Arı lazım bize de…”
Anketler diyor ki:
“Her 10 kişiden 2’si partiyi değil, hizmeti istiyor.
Nevşehir’deki gibi bir adam olsun,
O yeter…”
Bu bile büyük bir kıvılcım.
Zira halk artık rozet değil, niyet okuyor.
Parti değil, proje soruyor.
Kürsüde bağıranı değil, sokakta yürüyeni istiyor.
Ve her cümlesinde şu var:
“Hayatımı kolaylaştırsın, hangi partiden olursa olsun…”
Adana, başka bir başkan hayal ediyor artık.
Genç, dinamik, halkla iç içe…
Şatafatlı açılışlar değil, samimi sohbetler bekliyor.
Makamdan selam değil, pazarda hal hatır soran birini arıyor.
Ve en önemlisi:
Parti bittikten sonra herkesin başkanı olabilecek biri…
Aslında vardı bir “Adana gibi başkan”…
Halk sevmişti, “bizim çocuk” demişti…
Ama kader başka bir yol yazdı ona.
Şimdi mahkeme salonlarını bekliyor sessizce…
Yine de halk diyor ki:
“Adana yeniden ayağa kalkacaksa,
Yine halktan biriyle kalkar.”
Çünkü bu şehir,
Arı gibi çalışanlara,
Bal tadında hizmet edenlere,
Ve kendini halktan üstün görmeyenlere hasret…
Ey siyasetin yoluna talip olan gençler!
Adana sizi bekliyor…
Ama rozetinizi değil, yüreğinizi getirin.
Proje dosyalarınızı değil, halkın duasını taşıyın.
Ve unutmayın…
Bu şehirde başkan olunmaz,
Hak edilir…
Tıpkı Rasim Arı gibi…
İlk yerel seçime hazırlanın kentimiz süper lig düzeyine taşıyalım.