Ve İnsanlar, Tercihleri İle Kaderlerini İmzalar

Vedat Kahyalar

Adana'da bir ziyaret için gittiğim adrese doğru, yolların park etmiş araçlarla dolu olduğunu gördüm.
Bu ülke insanı rahatı ve konforu çok seviyor. Her şartta pahalı, kaliteli, kalitesiz demeden deli gibi tüketiyor. Bu ne kadar çok otomobil Allah’ım!

Ülkede toplam 28,7 milyon araç varmış. Bunların içinde trafiğe kayıtlı 15 milyon 333 bin 952 adet otomobil var. Her yıl sayı daha da artıyor. Yollar aynı, kaldırım ve otoparklar yerinde sayarken araç sayısı artıyor.

Belediyeler ve merkezi hükûmetin bu konuyu ciddiyetle ele almalarının zamanı çoktan geçti. Her şehirde birinci derecede problem artık trafik sıkışıklığı, park yeri bulamama ve bunun yol açtığı gerginlikler olarak öne çıkıyor.

Bu ülkenin adil bir bölüşüm uygulamaları olabilseydi neler olmazdı ki?
Milyarlarca dolar çarçur edilip yurt dışına çıkarılmasaydı. Verimlilik kavramı azıcık ta olsa önemsenseydi. Liyakatsiz atanan, beş para etmez torpillilerin ülkeye yaşattığı kayıplar olmasaydı, her biri 4-5 katına mal olan inşaatlar olmasaydı, on milyonu geçen suni göç ülkeye "kalıcı" olarak kabul edilmeseydi, imar afları, imar düzenlemeleri,  ihale yasasının yüzlerce kez değişimi, astronomik vergi afları....
Düşüne düşüne, iç çeke çeke ilerlemeye çalışıyorum.

Bu akşam bir kanalda haber sunan sunucunun "bu ülkeden 300 ilâ 600 milyar dolar yurt dışına çıkarıldı" cümlesi başımdan kaynar sular dökmüştü adeta.

Hayal işte... Bu ülkenin gelirlerinin, bu ülke insanı tarafından adil paylaşılsaydı nasıl olurduk acaba?

Çok küçük bir azınlık 10 - 15 milyonluk Jeep’lere binmek uğruna, yalılar, villalar uğruna, hiç ölmeyecekmiş gibi oraya/buraya milyon dolarlar saklama uğruna neler ettiler 85 milyonun geleceğine!

Osmanlı dönemi;  teknolojiyi, matbaayı, halkın çocuklarının yaygın eğitimini yüzyıllarca ıskaladı, önemsemedi. Bu durum imparatorluğun sonunu getiren en güçlü sebeptir. Bu gün benzer olumsuzlukların yaşanması, ders alınmaması, yüksek faizlerle borçlanıp aciliyet sırası çok gerilerde kalacak beton yatırımları yapıp,  üretimin, hukukun ve eğitimin ıskalanması affedilebilir bir hata değil. Çünkü daha 200 yıl önce benzerini yaşamışız bu sürecin...

İnsanların kaçının gündeminde ülkenin geleceği var?

Ne demiş Noam Chomsky?

" Toplumun genelinin neler döndüğünde haberi yoktur; Hatta haberi olmadığından dahi haberi yoktur! "

Eğitim ortalaması ilkokul 4.ncü sınıf düzeyinde olan bir toplumun manipülasyonu zaten çocuk oyuncağı...

Bu ülkede seçim kazanmak için bol para ve dinsel değerleri istismar yetiyor uzun yıllardan beri.
Bol sloganlı, hamaset dolu sözlere inanmak çok kolay oldu hep bu ülkede.

Gazze'de;  alçakça, insanlık dışı bir katliam yaşanıyor. Kardeşlerimiz öldürülüyor, yaralanıyor, tecavüze uğruyorlar, evleri, kentleri yıkılıyor, açlık tehlikesi yaşıyorlar. Hastaneleri, camileri, okulları bombalanıyor, paramparça edilip yıkılıyor. 

Kaç kişi biliyor? 
Tüm çığlıklara, çağrılara, beddualara rağmen, katillere her gün gemilerin bu ülkeden gönderildiğini,
Siyonist’in birçok ihtiyacının karşılandığını kaç kişi biliyor? 
Siyonist, kınamaktan anlamaz, umursamaz onun tek umursadığı paradır,  lanet olası markalarından gelen gelirlerdir. Bu gelirler kesilirse azgınlıkları durabilir dendi. Israil mallarına BOYKOT kararı alındı.

Sonuç?
%90 oranında satışlar gayet iyi. Gazze kimin umurunda? 
Boykot kimin umurunda ? Konforun yanında kardeşliğin 
ne önemi var ki?

Okuyan, aklını kullanabilen, biraz islam dinini bilen, onu yaşamaya gayret eden, duyarlı yurdum insanı bütün bu olanları görerek, akıl ve ruh sağlığını yitirmemek için büyük çaba gösteriyor.

Dünyada en çok acı çekenler akıllı insanlardır. Her gün binlerce aptallığı görüp, değiştirmeye çalışırlar, güçleri yetmediğinden kahrolurlar.

Şehirlerin yetersizliği, plansızlığı, yaşanan aksilikler aldı beni götürdü yine işin kökenlerine...