“Yara Bandı Satıcısı ve Bu Çağın Yaraları”

Remzi Yıldırım

Şehrin işlek bir caddesinde, kalabalığın sesiyle yankılanan bir köşe başında duruyor o adam…
Elinde birkaç yara bandı, dilinde yorgun bir cümle:
“Alan yok bugün, ama herkes yaralı… ve herkes bunu biliyor.”

İşte bu cümle, bir Anadolu bilgesinin asırlardır söylediği o derin hakikatin bugünkü sureti gibi.
Ekmek değil, yara bandı satıyor; ama farkında:
Hiçbir yara yalnızca deride açılmıyor artık.

Modernizmin Yarası

Modern çağ, insana her şeyi hızla sundu ama iyileşmeyi unutturdu.
Postmodernizm, anlamın parçalarını önümüze serdi ama bütünü göstermedi.
Varoluşçuluk, “kendin ol” dedi; fakat “nasıl”ını söylemeyi unuttu.
Oysa o yara bandı satan adam, varoluşun özünü bir cümleyle anlatıyor:
“Herkes yaralı.”
Sanki Camus’nün Yabancısındaki Mersault, bu kez Adana’nın bir köşesinde duruyor;
yalnızca var olmanın ağırlığını değil, anlam arayışının sancısını da satıyor elinde.

Anadolu İrfanı: Kelimelerin Şifası

Anadolu’da her acının içinde bir dua gizlidir.
“Yaradan, yarayı da verir, merhemini de.” derler ya,
İşte o yara bandı, bir tür mecaz aslında — modern zamanın muskası.
Adam, yalnızca bir satıcı değil, bir hatırlatıcı:
Bize kendi yaralarımızı fark ettiriyor.
Kendine dönmeyen, kendi içine bakmayan,
bir başkasının kalbini tamir edemez çünkü.

Romantizmin Yankısı

Romantizm bize doğayı, duyguyu, insanın iç dünyasını kutsal saymayı öğretti.
Yara bandı satan adam da romantik bir karakterdir aslında:
Kalabalığın ortasında bir yalnız, gürültüde bir sessizlik.
Kelimeleri, Rilke’nin şiirlerinden süzülmüş gibi sade ama sarsıcı.
Kendine değil, insanlığa sitem ediyor.
“Alan yok bugün ama herkes yaralı” derken,
insanın insana bakmaktan korktuğu bir çağın fotoğrafını çekiyor sessizce.

Gerçekçilik ve Umut Arasında

Gerçekçilik bize dünyanın çıplak hâlini gösterir:
Acı, yoksulluk, kırık kalpler, umutsuzluk…
Ama Anadolu irfanı o gerçeği yalnız bırakmaz;
Onun yanına bir umut, bir sabır, bir dua koyar.
Belki de o yara bandı, sadece bir satılık nesne değil;
İnsana “geçer” demenin halk diliyle ifadesidir.

Bu Çağın İnsanının Yaraları

Evet, hiç olmadığı kadar kanıyor bu çağın insanı.
Yara aldık, yaraladık, yarıda bıraktık…
Ve belki en çok kendimizi unuttuk.
Ruhumuzda açılan yaralar için hastane yok,
Ama belki hâlâ bir sokak köşesinde,
Yara bandı satan bir bilge vardır.

O bilge bize sesleniyor aslında:
“İyileşmek, satılan bir şey değil dostum.
Ama fark etmek, bir başlangıçtır.”

Ve işte o fark ediş,
Anadolu’nun toprağında,
sabırla mayalanan kelimelerin mucizesidir.

Nihayetinde;
 “Herkes yaralı ama kimse yara bandı almak istemiyor; çünkü acı, artık kimliğimizin bir parçası oldu.”