Akşam evinize girince her tarafın tertemiz olduğunu görüyorsunuz. Lavaboda elinizi yıkarken sıvı sabun şişesinin dolu olduğunu, elinizi kurulamak için temiz havlunun her zamanki yerinde olduğunu fark etmediniz bile.
Yemek var mı yok mu demeden mutfağa geçip masaya kuruldunuz. Kurt gibi acıkmış bir hâlde eşinize sordunuz.
“Bugün ne yiyeceğiz, hanım?”
“Bugün yorgun ve hasta olduğum için yemek yapamadım, canım.” cevabını almak da bir olasılıktır ama bu olasılık aklınızın ucundan bile geçmez. Çünkü sizin evde bugüne kadar böyle bir durum hiç yaşanmadı.
“Bugün çorba, köfte, salata var. Yanında ayran mı kola mı şalgam mı istersin canım?”
Yemekten sonra televizyonun karşısında otururken tavşankanı çayın, hem de sevdiğin gibi, büyük cam kupayla önüne gelir.
Sabah ütülü giysilerinle mutfağa girdiğinde, kahvaltı masasının hazır olduğunu görürsün.
Peki, evdeki hayatımızı böylesine kusursuz bir düzen içinde sağlayan kimdir? Evimizi çekip çeviren, her şeyiyle eksiksiz yöneten içişleri bakanımız, eşimizdir. Kurulu bu düzeni fark etmeyiz ama sabahleyin havluyu yerinde göremeyince ya da kahvaltı masasında eksik bir şey gördüğümüzde hemen söyleniriz. Kusursuzluk fark edilmezken, eksikleri anında görürüz.
Evimizdeki düzeni böylesine mükemmel bir şekilde sağlayan kadınlar, büyük aile sayılan kentlerin yönetiminde de yetki alma çabasındalar. Her konuda hayatı paylaştığımız kadınlar, bu alanda da başarılı olacaktır.
Evin dışında, toplumsal hayatın içinde çeşitli kademelerde yetki ve sorumluluk alan kadınların başarısı yadsınamaz. Kadının olduğu yerde tertip, düzen, ciddiyet, nezaket elle tutulur, gözle görülür bir hâle gelmektedir.
Türkiye, kadın yönetici oranında Avrupa’da 34 ülke içinde sondan ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de yöneticilerin sadece yüzde 22’si kadın. AB ülkelerinde bu oran ortalama yüzde 37.
Özel sektörün her kademesinde görev ve sorumluluk alan kadınların sayısı ise her geçen gün artmaktadır. Özel sektörde kadın yöneticilerin oranı yüzde otuz üçleri bulmuştur. Bu da gösteriyor ki her üç yöneticiden biri kadındır. Özel sektör verim almadığı işlerle ve kişilerle uğraşmaz. Özel sektörde kadın yönetici sayısının artması, kadınların başarısının da kanıtıdır.
MHP’nin kadın aday gösterdiği ilçemizde, CHP’nin kadın aday göstermemesi büyük şaşkınlık yaratır. Çünkü erkek egemen partiler sıralamasında MHP ilk sıralarda yer alırken bu konuda CHP mangalda kül bırakmıyor.
İşte size fırsat!
Çukurova’ya kadın eli değsin!
Şu ana kadar CHP’nin açıkladığı adaylar arasında henüz bir kadın adına rastlamadık.
Evimizin yönetimini güvenle teslim ettiğimiz kadınlarımıza, kentimizin yönetimini neden teslim etmeyelim?
Yeri gelir anamız der, cenneti ayak izlerinde arar, yeri gelir uğrunda mapuslarda yatarız. Bazen de kendini bilmez kişiler olarak işkence eder, horlar, yok sayar; canına kıyar, katilleri oluruz.
Bazı sözler durduk yere çıkmaz, geleneği yansıtır:
“Ya benimsin ya toprağın!”
Bu söz nasıl bir aklın ürünüdür ve hangi aklın haklı sebebi olabilir?
Kadınlar ortak yaşamda, yönetimde yer aldıkça bu tür sakat düşünceler ve olaylar da yok olacaktır.
Genel siyasette de yerel yönetimlerde de kadınların kararlı adımlarının sesi duyulmaya başladı. Bu kararlı yürüyüşü engellemek pek mümkün görünmüyor.