1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. 12 Eylül’de Adana
12 Eylül’de Adana

12 Eylül’de Adana

Vatandaşı korumak öncelik olmaktan çıkmıştı. Bu hak ona ancak geleceğini teslim almak şartıyla verilecekti.

A+A-

Solcular, karşı kaldırımdaki sağcı arkadaşlarına Molotof atıyorlardı;

Sağcılar da daha düne kadar dost oldukları solculara kurşun sıkmaya başlamışlardı.

İkisin de niyetleri kutsaldı: “Vatanı savunmak…”

Ama ikisi için de “karşı taraf” vatan haini idi.

Faşistler adres veriyor: Komünistler Moskova’ya!”

Komünistler de “Kahrolsun faşistler” derken bu güzel ülkemde alevler yükseliyor.

Bir taraf, kendi türküsünü söylemeye başlamıştı:

 “Başına bir hal gelirse canım, dağlara gel dağlara,

seni saklar vermez ellere / Dağlara gel dağlara…”  (Aşık Gevheri)

Karşı taraf aynı kararlılıkla kendi türküsünü seöylemişti:

Dağlar seni delik delik elerim; Kalbur alır toprağını elerim…” (Muhlis Akarsu)

Komünistler Moskova’ya gitmedi; mezarları ülkemde kaldı…

Faşizmin genç müritleri kahroldu ama Faşist yönetim, ABD’nin çocukları (Bu ifade ABD’lilerin beşi bir yerdeler için Paul Hanze’nin kullandığı  deyimdir.) tarafından hepimizin başına musallat oldu.

Peki, bu gelişmeler Adana Basınında nasıl yankı buldu?

sm1-001.jpeg

GÜNLÜĞÜMDEN BİR NOT

12 Eylül sabahı tuttuğum günlükte şunlar yazılıydı: “Bugün parlamento feshedildi. Kenan Evren yönetime el koydu. Yurtdışına çıkış yasaklandı. Ülkede sıkıyönetim ilan edildi…” Bunları yazdıktan sonra güne nasıl başladığımı ve o günün gazete manşetlerini not almışım…

Çok fazla karışıklığa meydan vermemek için sadece Yeni Adana Gazetesinin üç günlük manşetlerini paylaşacağım:

sm4.jpeg

BAŞKANI 12 KİŞİLİK TİM KORUYOR

11 Eylül 1980 Tarihli olaylar

“Çuvalla giden bomba bir ocağı söndürdü

Yiyecek çuvalına yerleştirilen bomba bir ailenin 5 ferdinin ölümüne neden oldu…”

Ne kadar basit söylüyoruz değil mi? Yiyecek çuvalında bomba…. Hangi ideoloji, hangi din ve hangi siyasal inanç bunu erdemli sayar…

Böyle bir alçaklığın nedeni “vatanı savunmak” olabilir mi?

sm3.jpeg

“Prof. Fikret Ünsal bugün törenle anılıyor.”

“Türkiye’nin En büyük sandık fabrikası döviz yokluğu nedeniyle açılamıyor”

“Halkın herhangi bir çatışma karşısında olay yerini terk etmesi isteniyor…” Güvenlik kuvvetleri çatışmayı önlemekten uzak olunca, halkımıza hemen kaçın önersinde bulunuyor. Bulduğu çözüm bu…

Bir er 3 kişinin ölümü ile ilgili 62 kişi gözaltına alındı…”

“Adana Belediye Başkanı Çolak’ı 12 Kişiden oluşan bir tim koruyor” Peki ya vatandaşı? Vatandaşı korumak öncelik olmaktan çıkmıştı. Bu hak ona ancak geleceğini teslim almak şartıyla verilecekti. Vatandaşı içeride korumakla görevli emniyet, solcu avına çıkmış, dışarıda korumakla görevli 12 Eylülün şerefli ordusuna yakışmayan üst düzey komutanlar ise, ABD’nin uslu çocukları olma derslerindeydi. (CIA’nın Türkiye masası şefi Paul hazne: Bizim çocuklar başardı demiştir.)

sm2.jpeg

CHP’DE İÇ HESAPLAŞMA

Peki CHP ne yapıyor? Hemen söyleyeyim: CHP’nin 33 milletvekili, kendi parti merkezlerine bir nota vermişti. Türkçe Meali: Ülke alevler içinde iken CHP’de iç kargaşalık vardı. Adana İl Başkanı Av. Kemal Hakgüder, bu bildirinin karşısında durur ve: “Hele hele, iktidarın sarsıldığı ve CHP için yeni bir iktidar olanağının belirdiği şu günlerde böyle bir açıklama yanlıştır…”

Bugün nasıl iktidara gelmemek için iç kavgalarla zaman harıyorsa, o günlerde de aynısını yapmış…

Partiler iktidar omak için kurulur, CHP nedense iktidar olmamak için kurulmuş görüntüsü veriyor.

sm5.jpeg

ŞARKI ABD’DE BESTELENDİ

SESLENDİRMEK EVREN’E DÜŞTÜ

BEDEL ÖDEMEK HALKIMIZA…

12 Eylül Gazete Haberleri (Henüz İhtilaldan haber yok)

 

“Korku, endişe ve silah sesleri yüzünden Adana kan ağlıyor.”

“Şehit edilen komando erinin cenazesi törenle memleketine gönderildi…”

“Kimine göre “düzenin değişmesi” gerekli imiş, kimine göre: “Devrim yapılması şart”, siyasiler ise her gün ayrı bir telden çalıyor.”

 

Biz bu haberleri okurken, söylenecek şarkı, ABD’nin karanlık dehlizlerinde bestelenmişti. Şarkıyı seslendirme görevi beş kişilik koronun “Netekim Paşa”sına düşmüştü.

Aynı gün Gazetenin “herkesin Kürsüsü” köşesnde bir vatandaş dert yanıyordu: “Başıboş köpekler vatandaşı rahatsız ediyor…”

Ardından bir Asi mezarlık haberi:  “Asri mezarlığa 44 yılda 800 bin kişi defnedildi…”

Bu haberlerin 12 Eylül günü yayınlanması çok ilginç… Mistik anlamda “tevafuk”, biraz daha asrice “tesadüf” daha da modern olsun “rastlantı…”

Gerçekte o dönemde türeyen başıboş köpekler, memlekette huzur namına bir şey bırakmadılar…

O başı boş köpekler, bir kısım insanı dağlara çağırırken, başka insanları da o dağları “Delik deşik etmeye” gönderiyordu.

Kendimize geldiğimiz zaman, dağlara çıkanlarla, dağları yerle bir edenlerin mezarlarında marşlar söyledik ama dağları, namussuz ve şerefsizler işgal etmişti.

Biz dağlar için birbirimizi öldürürken, dağların, ağaçların, toprak altı zenginliklerin talan edildiğini göremedik.

Buna 12 Eylül diyorlar…

Evet, 44 yılda 800 bin kişi Asri mezarlığa gömüldü ama 12 Eylül, kaçcan aldı, kaç yuva yıktı, kaç yaşam sevinci katledildi hala meçhul…

Ve hala bu yıkımın acı sonuçlarını yaşıyoruz…

sm6.jpeg

VE DARBE HABERİ

“Türk Silahlı Kuvvetleri Ülke Yönetimini Ele Aldı…”

O gün bu haberle uyandık…

Hayır! Hayır!  O gün bu haberle uyuduk ve hala uyuyoruz…

İnsan olmaktan doğan yaşama hakkımız, 12 Eylül’e geliş sürecinde elimizden alınmıştı.

Yaşama hak ve güvencesinin geri verilmesi karşılığında;

Demokrasimiz alındı; yerine demokrasiye gizlenmiş monarşi kondu.

Özgürlüğümüz alındı: yerine liberalizmin başıboşluğu ve avareliği kondu

Üretimimiz alındı, yerine ithal malları kondu,

KOBİ’lerin alındı; yerine tüketim tapınağı olan AVM’ler kondu…

Cumhuriyetin kazanımları alındı; yerine dışa bağımlılığın tembelliği kondu.

Kutsal dini inançlarımıza, siyasetin erdemsizliği bulaştırıldı.

Atatürk İlkelerinin teminatı CHP alındı; yerine okları kırılmış, iç hesaplaşmadan başını kurtaramayan CHP kondu.

 

TARİHE GEÇEN SİYASİ ALDATMA

O günü Kenan Evren: “Devlet, ordunun teminatı altında” dedi…

Evren başka haberde: “Gücümüzü Atatürk İlkelerinden alıyoruz” diyerek, insanlık tarihinin en büyük yalanlarından birini de söylemiş oldu…

Söyleyecek çok şey var…

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.