BAŞKANLARIN GİZEMLİ AŞKI

Adana, Cumhuriyetin kuruluşundan 2018 yılına kadar 65 hükümette 27 başbakan görmüştür. (İlginçtir son başbakan il il dolaşıp, ne kadar gereksiz olduğunu anlatmıştı.)

Bu dönemde Adana, toplamda 41 Vali ve ilçe belediyeleri hariç 21 Belediye Başkanı tarafından yönetilmiştir. Buna karşılık sadece 15 Ticaret Odası Başkanı görmüştür.

İlginç değil mi? 15 Ticaret Odası başkanı, 41 valinin görev süresi kadar odayı yönetmiştir.

Bu ne makammış ki, gelen gitmiyor.

Yemen’e giden dönmüyordu; oda başkanlığına da gelen, gitmiyor. 

Eğer bu Adana aşkı ise, neden şehir olarak neredeyse 3. Lige düştük? Adana’yı layık olduğu ilk 4’e getirmek için mutlaka adayların projeleri ve hedefleri vardır. Öyle olmalıdır. Öyle olmayacaksa benden ne farkları kalır?

Anlaşılıyor ki, oda başkanlığı gizemli bir aşk. Tek parti çok parti dönemi, dünya yıkılmış, yeniden kurulmuş, ticaret oda başkanları yerinde kalmış. (Bu aşkın kaynağına yeniden döneceğiz.

(Ömrü bol ve bereketli olsun) Aytaç Durak, görev yaptığı yıllarda “50 yıl belediyeden hiçbir talebi olmayan bir muhtara ödül vermişti. Bu mantığa göre, Adana Ticaret Odası başkanlarının hepsi, ödüle layıktır. Son 50 yıldır Hükümetten hiçbir talepleri yok.

“PINARLARINDAN SÜT VE BAL AKAN DİYARLAR”

Yasada TOBB şöyle tanımlanıyor. “TOBB, özel sektörün Türkiye’de mesleki üst kuruluşu ve yasal temsilcisidir. TOBB 81 il 160 ilçeye yayılmış 365 oda ve borsanın (Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odası ve Ticaret Borsası) üst kuruluşudur.”.(1)

Bu kuruluşları oluşturan yönetimine talip oluyorsunuz. Kazanıyorsunuz. Siz kazandıktan sonra halinizden memnun olabilirsiniz, ama esnaf memnun değil..,

Sayın oda yöneticileri., esnaf mutlu değil…

*Hanginiz TÜİK’in enflasyon rakamlarını eleştirdi? Şikâyetiniz yoksa TÜİK’i doğrulayan açıklamalar yapın. Üyeleriniz bilsin 

*Hanginiz, üretim yapan, Türk ekonomisinin bel kemiği olan fabrikaların yıkılıp, sanayici ve iş adamlarından intikam alır gibi üzerine AVM yapılmasına itiraz ettiniz?

Madem itiraz etmiyorsunuz, o halde çıkın, esnafa karşı AVM’leri savunun! Açık olun.

*Özelleştirme adı altında bu ülkenin üretim potansiyeli yağmalandı. Bu sizleri hiç rahatsız etmedi mi? Sayın başkanlar, ülkeler sadece askeri güç ile değil, ekonomi ile de işgal edilir. Bunu bildiğinizi düşünüyorum.

*İlk semavi dinin kutsal kitabı olan Tevrat’a göre:bu coğrafya, “Pınarlarından süt ve bal akan bu diyarlar” dır. Bolluk ve bereket içinde yaşanan diyarları, ithalatçı haramilere mahkûm edilmesi vicdanlarınızı sızlatmıyor mu?

*Sonuç olarak bu ülke yüz binlerce insanın kanı ile kuruldu. Milyonlarca insanın alın teri ve umudu ile gelişti. Cumhuriyet bu değerle büyük kazanımlar elde etti. Bu kazanımlarda Adana Ticaret Odası’nın gurur verici katkıları oldu.

Kan ve silahla kovulan düşman, dolarları ile geri geldi. Savaşla bu ülkeyi talan edemeyenler, dolarla talan etmeye başladılar.

Aynı oda, bu değerlerin mirasyediler tarafında talan edilmesine de göz yumdu.

Ölü taklidi yaparak sessiz kaldınız.

Mesela Şoförler Odası, Akaryakıta yapılan zamlardan sonra ilk işi dolmuş ücretlerine zam yapılmasını talep etmektedir. Sanki akaryakıt sadece dolmuşları ilgilendiriyormuş gibi. İşte taze sorun, elektrikli bisikletler. Pek yakında toplu ulaşımı tarihe gömecek olan bu sistem için bir projeniz var mı?

Sayın Uluğtürkkan ile 25 yıla dayalı dostluğumuz vardır. Son çeyrek yüzyıldır, Adana Sanayi ve Ticaret hayatının yakın tanığıdır. Bir sohbetimizde şunu söyledi: “Sanayi ve Ticaret odaları bir şehrin ekonomik kalbidir. Bu kalp tıkır tıkır işlerse, çok sağlıklı bir vücuda kan pompalar. Ama arıza yaparsa, o vücudun yaşamasına imkân kalmaz…”

Seçilecek olan oda başkanları, sorumluluğunuz işte bu… Bu kadar açık..

Adana aşkına sizden rica ediyorum: “Bir fikriniz, bir projeniz, bir hedefiniz yoksa aday olmayın. Kavşak noktasında arıza yapan dozerler gibi, trafiği kilitlemeyin…”

1 - https://www.tobb.org.tr/Sayfalar/Kurulus_Gorev_Organ.(Erişim 12.09.2022)

Gelecek Bölüm: “Leyla ile Mecnun’dan sonraki en büyük aşk: Oda Başkanlarının Bütçe Aşkı.

*Bu yazı Sedat Memili'nin Facebook sayfasından alınmıştır.