Erol Saylan / Yeniçağ Adana

Son yıllarda hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakları tarihinde görülmemiş şekilde gerilemeye, angaryalar ve iş yükü de bir o kadar artmaya devam ediyor.

Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş’in, Adana Şehir Hastanesi önünde bir gurup sağlık çalışanı ile birlikte yaptığı basın açıklamasında, pandemi dönemi süresince sağlık çalışanlarının sorunlarına ve hekim maaşlarının iyileştirilmesi konularına dikkat çekti.

Adana Tabip Odası Basın Açıklaması:

Ülkemiz ve dünya pandemi belasıyla uğraşmaya devam ediyor. Yaklaşık iki yıldır tüm hekim ve sağlık çalışanları canını dişine takarak özveri ile bu hastalığa karşı mücadele ediyoruz. Son yıllarda hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakları tarihinde görülmemiş şekilde gerilemeye, angaryalar ve iş yükü de bir o kadar artmaya devam ediyor. Sağlıkta “dönüşüm”le her geçen yıl giderek artan oranda geriletilip erozyona uğratılmış ekonomik ve özlük haklarımızdaki kayıplar, sağlık emekçilerinin omuzlarına yüklenen COVID-19 pandemisi ile mücadele sürecinde de devam etmiştir. Hekimler her yönüyle bu süreçte fedakârca çalışmış; etik ilkelerden yana hekimlik değerleri ile toplum sağlığı için insanüstü gayret göstermişlerdir. Toplumda en fazla hastalanan ve hayatını kaybeden meslek grubu sağlık çalışanları olmuştur. Tüm bu süreçte maalesef 191’i hekim olmak üzere 477 sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir. Önlerinde saygıyla eğiliyoruz.

Uzun saatler kesintisiz fazla çalışma, sık nöbet tutma, yoğun iş yükü, şiddete maruz kalma sağlık ortamlarının olağan hallerine dönüşmüştür. 36 saat hastanelerden çıkamayan genç hekimler, mesai saati kavramı nedir bilmeyen uzmanlar bulunmaktadır. Kamunun yanı sıra özel hastanelerde de yoğun emek harcayan hekimlerin emekleri sömürülmekte, şirket kurdurma ve ciro baskısı gibi ticari zorlamalar meslek onuruna yakışmayan uygulamalar ile karşılaşmaktadırlar.

Sorunlarımız yalnızca çalışma saatleri, çalışma alanları, ödemeler ile sınırlı kalmamaktadır. Mesleğimiz, güvencesizliğin en yaygın olduğu iş kollarından biri haline getirilmiştir. Bu değişim baskının, mobbingin, ayrımcılığın, eşitsizliğin ve kayırmacılığın alabildiğine yaygın hale gelmesine neden olmuştur. Son olarak da hekimler muayene sırasında hemşire veya sağlık personeli olmadan muayene yapmaya zorlanmış. Muayene süreleri ise 5 dakikaya düşürülmüştür. Bu 5 dakikada hastanın tüm anemnezini almamızı ve tanıyı koyarak tedavisini düzenlememiz istenmektedir.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020 yılının ilk 6 aylık süresi zarfında 2 bin 412 doktor istifa ettmiş, 522 doktor ise özel hastanelere geçiş yapmıştır. Bizlere gelen bilgilere göre ise 18 ayda 8 binin üzerinde hekim istifa ettiğidir. Yurtdışında çalışmak için yılda 900’lere varan hekim bu ülkeyi terk etmektedir. Hekimler artık bu ülkede hekimlik yapmak yerine yurtdışında göçmen doktor olmayı tercih etmektedir. Tıp fakültesi öğrencileri TUS sınavına girmek yerine artık Almanca kurslarına gitmektedir.

Ülkemizde hekim ve sağlıkçı maaşları gün geçtikçe erimeye devam ediyor ve bizler çoktandır artık maaşlarımızla geçinemez duruma geldik. Bizler geçinemediğimizi söylemekten utanıyoruz. Bizi bu duruma düşürenler bu durumdan utanmamaktadır. Bu durum bir an önce emekliliğimize de yansıyacak bir düzenlenme ile düzeltilmelidir. İşyerlerimiz alanın uzmanları ile görüşülerek güvenli, sağlıklı çalışma ortamları haline getirilmelidir. Haftalık çalışma sürelerimiz önerilerimiz çerçevesinde yeniden düzenlenmelidir. COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılmalıdır. Ek gösterge hekimlerde 7200 olarak derhal düzenlenmelidir. Çalışma koşullarımızın ve mesleğimizin riskleri düşünülerek çalıştığımız her yıl için derhal 120 gün fiili hizmet süresi zammı verilmelidir. Son söz olarak sesleniyoruz insanca yaşayacak ve emekliliğimize yansıyacak ücret düzenlemesi derhal yapılmalıdır.