AK Parti  Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığınca düzenlenen dördüncü çalıştay, Genel Başkan Yardımcısı  Hayati Yazıcı başkanlığında uzman akademisyenlerin katılımıyla parti genel merkezinde yapıldı. Çalıştay da,;

-Yeni anayasada yasama ve yürütme organları nasıl düzenlenmeli? 

-Yasama ve yürütme organların kuruluşu, görev ve yetkileri nasıl belirlenmeli? 

-Yasama ve yürütme organlarının karşılıklı ilişkileri nasıl düzenlenmeli?

            -Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 7 yıla yaklaşan uygulamaları ile ilgili  değerlendirmeler  nelerdir?" başlıkları ele alındı. 

Siyasi partilere çağrıda bulunuldu ve "Gelin Türkiye Yüzyılı'nı yeni, sivil ve demokratik bir anayasa ile taçlandıralım. Toplumsal mutabakat zemininde siyasi partilerimizin desteğiyle milletimizi, ülkemizi yeni anayasaya kavuşturmak için çalışmalarını yürüttüklerini ve amaçlarının,  tüm toplum kesimlerinin kendisini bulacağı  yeni bir anayasa yapmanın en büyük arzuları şeklinde beyanda bulundular.

O zaman bizim aklımız şu soru geliyor   şu an yapılmak istenilen yeni bir anayasaya ihtiyaç mı diye ? 

Bu soruya cevap verirken  öncelikle şu hususları hatırlamakta fayda var. Yeni anayasa ihtiyaçtan mı yoksa hakim güçlerin dayatmasından mı kaynaklanıyor ?

Sanki  mevcut anayasayı  tekrar değiştirme isteğinin asıl nedeni, anayasanın dışında bir şeylerde gibi duruyor. Bilindiği üzere  1980 Askeri darbe sonrasında yürürlüğe giren 1982 Anayasası, ya da iktidarın sıklıkla kullandığı tabirle darbe anayasası mevcut iktidar dönemi dahil  olmak üzere kaç kez değişti?  

2007-2010 ve 2017 yıllarında Ak Parti döneminde olmak üzere tam 21 kez değişikliğe uğradı. Son 2 değişiklik, sistem değişikliği de içerdiğinden, Anayasa’nın ilk hâlinden pek bir eser bırakmadı. O zaman niçin ısrarla  bu anayasa değişikliği dile getiriliyor ve de istenilen bu  anayasa değişikliği ile ne hedefleniyor? 

Gelişmiş ülkelere bakıldığında  bu kadar çok anayasa  değişikliği çalışmalarını göremiyoruz .hatta İngiletere’de yazılı  anayasa  bile yok.  Gelişmiş ülkelerde, anayasa hukukunun temel konularını oluşturan hususlarda bir düzen hakimdir ve yine  uygulanan anayasanın esas kapsamında olan temel hak ve hürriyetler daha verimli şekilde korunmaktadır.. 

Ayrıca Anayasa , Normlar Hiyerarşisi'nin en üstünde bulunur. Anayasa herkesi bağlayan kurallar bütünüdür. Ülke içindeki vatandaşların  uyması zorunlu olup yetkililerce de   tam olarak herkese eşit olarak uygulanması gerekmektedir.

Anayasa çalışmalarında tarafların beyanına göre, yapılmak istenilen yeni anayasanın içerisinde özellikle Cumhuriyet'imizin kurucu lideri Atatürk’ün yer aldığı, Cumhuriyet'in, üniter yapının, adalet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal devlet ve hukuk devletinin temel alındığı, resmi dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı Al Bayrak, milli marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu ve bunlara ilişkin hususlarda mutabakat sağlandığı görülse de  muhalefet partilerinin endişesi,  mevcut iktidarın ve ortağının  anayasa değişikliği konusunda  samimi olmadıklarını düşünmeleridir. 

 Her ne kadar  mevcut anayasanın ilk dört maddesinde  mutabakat sağlanacağı dile getirilse de ne ile karşılaşacağımız  henüz  belli değil. Hatta verilen sözlerin ne olduğunu da bilmiyoruz. 

Aslında  esas yapılmak istenilen bazı kesimlerce dile getirilse de AK Parti ve ortağı  MHP tarafından  resmi olarak bu taleplerin anayasaya konulacağı hususunda herhangi bir beyanda bulunmadıkları görülmektedir. 

Mevcut anayasamızın  mükemmel olduğunu söyleyemezsek de  ortaya çıkan sorunların  sebebi anayasa değil  anayasanın uygulanmamasından kaynaklanmakta olduğudur. Nasıl ki  insan ağzından çıkardığı  nefes ile  avucunu    ısıtabilir ya da soğutabilir. Önemli olan niyetidir.

İnşallah,  yapılması planlanan anayasa değişikliği için  gerçekleşecek bir referandum sürecinde, vatandaşlarımızın doğru bilgi alma hakkı  sorumlular tarafından korunur, kollanır  ve ülkenin geleceği için en doğru karar verilebilir.