Sanatın, kültürün, edebiyatın, sinemanın, üretimin, tarımın, sanayinin başkenti Adana’ya, bu kötülüğü ne için yapıyorsunuz?

Orhan Kemal’den, Şener Şen’den, Arif Nihat Asya’dan, Ayşe Arman’dan, Caner Cindoruk’dan, Bilal İnci’den, Danyal Topatan’dan, Adana’yı Adana yapan tüm değerlerden hiç utanmıyor musunuz?

Sözümüz türlü türlü müptezellikleri; doğallık,doğaçlama ve sevimlilik adına sosyal medyada yayınlamaktan imtina etmeyen, üç nesildir Adana’da olduğu halde, bir türlü şehirleşemeyen kadük ve hödük tipleredir.

Güneşe ateş etmeye çalışan, yılana sigara içiren, buzdolabını serinleme aparatına çeviren, bazen kurgu ve montajlarla, bazen doğal yollarla elde edilmiş bayağılığı ve sıradanlığı model olarak aksettiren, Adana şivesi ve aksanı ile alakası olmayan “geliyoruk, gidiyoruk” türü, nevzuhur türedi, Adana aksanı icat edenler, sözümüz sizlere!

Ayrıca bir sözümüz de, beyinleri boşaltıp müptezelliği ön plana çıkaran bu paylaşımlara prim veren yerel yönetim sosyal medya hesapları ve bir takım takipçisi çok Adana sayfalarına.

Yaz aylarının gelmesi ve sıcakların bastırmasıyla birlikte Adana sıcağını zekâdan yoksun bir espiri mantığında, tadını kaçırarak, hemen hemen her gün yukarıda ifade ettiğimiz espri ve mizah (?) mantalitesiyle yayınlayanlardan artık bıktık!

Adana’nın;tarihine ,kültürüne ,kalitesine hakaret eden paylaşımları kınıyoruz.

Yeter artık..!

Adana;
Ali Şen’dir, Abidin Dino’dur, Yaşar Kemal’dir, Orhan Kemal'dir, Özdemir Sabancı’dır, Behçet Homurlu’dur, Suna Kan’dır, Ayşe Arman'dır, Fatih Terim'dir, Menderes Samancılar'dır, Nebil Özgentürk'tür, Caner Cindoruk'tur, Kıvanç Tatlıtuğ'dur, Haluk Levent'tir, Atilla Taş’tır, Polen Uslupehlivan’dır, Çağla Büyükakçay’dır.

Adana’nın sinesine yapışan, kara bulut gibi çöken lümpen takımına artık geçit vermeyelim. Gazeteciler, siyasetçiler, sosyal medyada ciddi takipçisi olan hesaplar, lütfen bu pespayeliğe artık dur diyelim.