TRT yönetiminin dava kararına sert tepki gösteren Bulut, yaptığı yazılı açıklamada, eleştirilerinin hakaret değil kamu adına yapılan bir sorgulama olduğunu vurguladı. Bulut, TRT’nin Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım’da eğlence programı yayınlamasını eleştirdiğini hatırlatarak, bu sözler nedeniyle “kurumu küçük düşürdüğü ve aşağıladığı” iddiasıyla dava açılmasını kabul edilemez buldu.

Bulut açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Saray’ın borazanlığını yapan TRT yönetimi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yönelttiğim eleştirilerden dolayı bana 1 TL’lik manevi tazminat davası açmış. Ne söyledim? TRT, Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım’da eğlence programı yayınlayarak saygısızlığın ötesinde ahlaksızlık yapıyor dedim.”

Söz konusu ifadelerde hakaret ya da aşağılama bulunmadığını savunan Bulut, TRT’nin herhangi bir özel kanal olmadığını belirterek, kamu yayıncısı olmanın doğal sonucunun eleştiriye açık olmak olduğunu dile getirdi.

“TRT, 86 milyonun vergileriyle ayakta duran, Anayasa ve yasalar gereği tarafsız olması gereken bir kamu yayıncısıdır. 10 Kasım bu ülkenin ortak hafızasıdır. Böyle bir günde eğlence programı yayınlamak bir tercihtir; bu tercihi eleştirmek ise benim en doğal hakkımdır.”

RTÜK’ün muhalif kanallara yönelik uygulamalarına da dikkat çeken Bulut, TRT’ye gösterilen yaklaşım ile muhalif kanallara uygulanan yaptırımlar arasında çifte standart bulunduğunu savundu. Aynı durumun muhalif bir televizyon kanalı için söz konusu olması halinde ağır cezaların gündeme geleceğini ifade etti.

Bulut açıklamasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu dava ne TRT’nin itibarını kurtarır ne de gerçeği örter. Aksine, eleştiriden bu kadar rahatsız olunması, söylenenlerin ne kadar yerinde olduğunun kanıtıdır. Benim görevim susmak değil, konuşmak ve halk adına hesap sormaktır. TRT’nin itibarını düşürenler, TRT’yi Saray’ın borazanı yapanlardır.”