İlk yazımızın haber sitemizde en çok takip edilen haberler içinde üçüncü sırada olduğunu, çok sayıda telefon aldığımı,partililerimizin seçimlerle ilgili görüşlerini açıkladıklarını belirtmek isterim.

İlçe kongrelerinin ağırlıklı olarak tek aday ile tamamlanmasından sonra il başkanlığı seçiminin de tek aday ile gerçekleşeceği yönünde kamuoyunda yaygın bir kanaat var.

Tabii bu kanaatın oluşmasında genel merkezin tek aday ile gidilmesi düşüncesinde olduğuna dair medyada yer alan haberlerin de rolü büyük.

Ayrıca bölge danışma kurullarında genel merkez yöneticilerinin de bu yönde açıklamalar yaptığını hatırlatmak isterim.

Ülke genelinde yapılan kongrelerin yüzde altmışının tek liste ile yüzde kırkının ikili ya da üçlü yarışla tamamlandığı da medyada yerini almıştır.

Tek aday ile gidilmesinde mevcut yönetimlerin başarılı olması, bu nedenle rakip çıkmaması ya da uzlaşının sağlanması ağır bastığı düşüncesindeyim.

Tabii bu tek adaylıklarla gidilmesinde yerelde bazı güçlerin isteği ya da müdahalesi olduğunu unutmamak gerekir. Mutlaka birden çok liste olacak diye bir koşul yok ama seçim dediğimizde birden çok adayın içinden tercihin yapılması anlaşılmaktadır.

Ayrıca tek listeyle seçime gidilmesinden mutlaka uzlaşı doğduğu ya da küskünlük olmayacağı ya da partiyi büyüteceği anlamları da çıkartılmamalıdır.

Bu uygulamanın partiyi geliştirmeye ve büyütmeye hizmet edip etmediğini zaman hepimize gösterecektir.
Parti tüzüğümüzün kuralı olan çarşaf liste ile seçim yapılması yerine istisnai hüküm olan blok liste ile seçimlerin yapılması, yönetimlere aday olmak isteyen kişilerin önündeki engeldi.

Çarşaf liste uygulamasında adaylar arasında seçim yapabilme,partiye faydası olabilecek kişileri seçebilme gibi haklara sahip delege.Yani delegeye, yönetmeye aday olanlar arasında kıyaslama yapma olanağını çarşaf liste vermekteydi.

İki listeyle gidilen seçimler de bile delegasyon tercihini blok listeden yana kullandı.
Adana’da partili kamuoyu il seçimine de tek listeyle gidilip, gidilmeyeceğini merak etmekte ve şu anki göstergeler de tek listeyle seçimin yapılacağı yönündedir.Ancak gerek partililerimizle gerekse de il delegeleriyle yapılan görüşmelerde tek listeyle seçimlere gidilmesinden rahatsızlık duyulduğu ortada.

Bu konudan dolayı partililerimiz ciddi bir şekilde yakınmaktalar. Gelinen noktada artık yakınma yerine örgütlü bir hareketliliğin başlaması ve güçlü bir örgütün oluşması için mücadele edilmesi ve ikinci bir listenin çıkartılmasının zamanı gelmiştir.

Söz ve uygulama  sırası artık il delegelerindedir. İl delegelerinin üzerlerinde ağır bir yükümlülük bulunmaktadır.Seçimlerin şekli olduğu, her şeyin belli olduğuna dair görüşlere karşı çıkmak, güçlü örgütün ve temsil yeteneğine sahip kurultay delegelerinin belirlenmesinde il delegasyonu tavrını net bir şekilde ortaya koymak zorundadır.

Siyasette belirleyici olmak isteyenlere, partiyi dizayn etmek isteyenlere karşı örgütlü bir sesin yükselmesi gerekmektedir.
Yıl 1984. Adana SODEP ilk olağan kongresini yapıyor, rahmetli genel başkanımız Erdal İnönü de kongreye katılıyor. Üç adayla ve çarşaf listeyle seçime gidiliyor.

Adaylar ; sayın Ziya Yergök, sayın Fevzi Ciritçi ve sayın Ömer Fettullahoğlu. Seçimler ertesi gün sabaha doğru sonuçlanacak , başkanlığı sayın Yergök kazanacak ve homojen olmayan bir kurultay delegasyonu oluşacaktı.
Yıl 1995. Birleşme dönemi CHP Adana İl Kongresi. Üç adaylı ve çarşaf listeyle gidilen, iki gün süren kongre. Adaylar ; sayın Sedat Doğan, sayın Akif Akay ve sayın Saim Özsaydı. Başkanlığı sayın Doğan kazanırken, kurultay delegasyonda aynı başarıyı listesi göstermiyordu ve listede ağırlık sayın Özsaydı’nın adaylarındaydı.
Adana il başkanlığı seçimlerinde üç ve iki listeli çok seçimler olmuş, heyecanı ve düzeyi yüksek seçimler olarak tarihteki yerini almışlardır.

Şimdi o günlerden tek listeli seçimlere gelinmesi, parti içi demokrasi ve katılımcılık anlamında son derece üzücüdür yani ciddi bir geriye gidiş olduğu ortadadır.

Ülkedeki demokrasi sorunundan haklı olarak yakınan ve kural, kurumlarıyla işleyen bir demokrasi inşa etmek mücadelesini veren CHP’nin, demokrasiyi önce parti içinde hakim kılması, tüzükteki anti demokratik düzenlemeleri kaldırması ve partilinin hukukunun her alanda korunduğu bir anlayışı partiliye yaşatması gerekir.

Aday olmak isteyenlerin birlikte siyaset yaptıkları yol ve düşünce arkadaşlarının görüşleri, partili kamuoyunun yaklaşımları, partiye, ideoloji ve programa sadakatları,mücadelenin içinde olup olmadıkları, emek verip vermedikleri gibi sayılabilecek çok kriterle adaylık hususunu değerlendireceklerdir.

Yani aday olunması için seçici ya da belirleyiciler yaratmamak gerekir. Adaylık için izin ya da icazet beklenmemelidir.Kimse, sıfatı ne olursa olsun CHP tüzel kişiliğinin ve örgütlerinin üzerinde değildir.

Kimse sıfatını ve sıfatın verdiği yetkileri, parti içi mücadelede kullanmalıdır.Kişiler üzerinden yeni tapınma araçları yaratmaya gerek yoktur. İdeoloji, program ve örgütlerimiz ile aşamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Bugünlük de bu kadar. Devam edeceğim, saygılarımla.