1. YAZARLAR

  2. İsmail Tekin

  3. Edebiyatla Yaşamak
İsmail Tekin

İsmail Tekin

Gazeteci Yazar

Edebiyatla Yaşamak

A+A-

ÇOK TANINAN, AZ OKUNAN BİR ROMAN
VADİDEKİ ZAMBAK
HONERE DE BALZAC
ALTIN KİTAPLAR – CEMAL SÜREYYA 1983
“ Asillerin yükü ağır olur ”

Balzac

Erdem – ahlak – günah kavramları sarmalında bir kadın. Marazi, hastalıklı ruh halinde bir kocanın korkusu, doğuştan hastalıklı iki çocuğun durumu nedeniyle tanrısal cezadan çekinen aşık evli bir kadın. Izdırap ve acı dolu melodramatik son. Aşkı nedeniyle susuzluk ve açlık perhizine ( ölüm orucuna ) yatan ( 42 gün ), intihar eden Henriette’ nin romanıdır; VADİDEKİ ZAMBAK
Gerçekten de yüz temel eserden sayılan roman az okunmasıyla bilinir. Uzun ağdalı cümleler doğa ve çevre betimlemesindeki tanıtım, okuyucunun gözünü korkutuyor. Bu gerçekliği dikkate alarak romanı olay örgüsü sıralamasına göre beş bölümünde inceledim.
BİRİNCİ BÖLÜM
Felix, üçüncü bir kadına kur yapar. Evlilik aşamasında ki kadın; Nataliedir. Diğer iki sevgilisi ile ilgili bilgi ister.
Felix :
-   Bugün de geçmişimi öğrenmek istiyorsun. İşte onu sana veriyorum, al der. Roman bu istekle, mektup şeklinde başlar. Hiçbir şeyi saklamadan, gizlemeden yazar. Kitabın sonunda Natalie’nin kendisine verdiği cevabi mektubunu da özet olarak vereceğim.
Felix çocukluğunu ve gençliğini anlatır. Doğar doğmaz köyde bir sütanneye verilir. Üç yaşında aileye geri getirilir, 5 yaşında yatılı bir okula yazılır, 15 yaşına kadar hep aileden uzak yatılı okur.
Acınacak, ızdırap dolu bir çocukluk ve gençlik yaşar. Anne sevgisinden uzak, ilgisiz büyür. Anne sevgisizliği onda eziklik duygusu yaratır. Bu acılar ruhuna direnme gücü, güçlü bir kişilik kazandırır. Aynı zamanda anne sevgisinden yoksun büyüyen Madam de Mortsouf’la yakınlığının nedeni olur. Felix yirmi bir yaşında olmasına rağmen 14 yaşında görünür. Aile ve anne sevgisizliği intihara vardıracak kadar Felix’i üzer.
Felix’in ailesi Tours kentinde oturur. Aristokrat bir ailedir. Romanın tüm kahramanları da hanedan ve aristokrat soyundan gelir.
Baba Felix’i okuldan alır. Artık Felix Tours’da ailenin yanındadır. Zaman Napolyon’nun Waterloo savaşında yenildiği, Bourbon Hanedanından XVIII . Louis’in kral tahtına geçtiği zamandır. Yıl 1815’dir. Bourbon dükü şerefine sarayda şölen verilmektedir. ( roman 1809 – 1836 dönemini içerir ) Felix’in babası ve ağabeyi şehir dışında oldukları için şölene annesiyle birlikte gider, Felix.
İşte Felix’in hırs dolu isteklerini körükleyecek ve onu krallığın tam içine atacak, onları tam anlamıyla doyuracak olan kadına bu şölende rastlar Felix. Kadın Madam de Mortsauf ‘dur.
Felix 21 yaşındadır ama anne kucağını bekleyen bir çocuk gibi salonda bir köşede oturmaktadır. Madam Mortsauf Felix’in yanına oturur.
Felix:
-   Bembeyaz ve yuvarlak omuzlarıyla birden bire gözlerim büyülenmişti. Anne kucağına atılan bir çocuk gibi atıldım, sırtının üstüne yumuldum, yumdum gözümü öptüm, öptüm omuzlarını.
Felix, aşkın ne olduğunu bilmeden birden bire sevmiştir.
Bu balodan ve olaydan sonra Felix kederli, içine kapanık, kayıtsız ve hasta bir durumdadır. Annesi ruhi bunalıma girdiğini varsayarak hava değişikliğinin iyi geleceğini düşünür, Touraine kentine dostlarından bir ailenin yanına gönderir.
Touraine; ortasından İndire ırmağı geçen, ırmak boyunca her iki yamacın da birbirinden güzel şatoların sıralandığı bir vadidir. İndire ırmağı vadisi sanatçıların elinden çıkmış, sanat eseri gibidir. Madam Mourtsauf’un Clochegour şatosu bu şatolar arasında en zarif en güzel olanıdır.
Felix aile dostlarına hava değişikliği için geldiğinde vadinin güzelliğine hayran kalır. O omuzu güzel kadın olsa olsa ancak böyle bir vadide olabilir diye düşünür. Clochegour şatosunu gezi esnasında gördüğünde birden bir kadın fark eder:
-   Bağlarında bir zerdali ağacının altında fark ettiğim beyaz nokta onun elbisesi idi. Oradaki kadın: VADİNİN BEYAZ ZAMBAK dır.
 
İKİNCİ BÖLÜM
Yazar, İndire ırmağı vadisinin çevresini, doğal güzelliğini uzun uzun betimleyerek anlatır. Felix ve Madam de Mortsouf’un sanatsal aşkına, sanatsal bir doğa güzelliği katarak okuyucuya yansıtır.
Felix konuk olarak geldiği komşu şato sahibi tarafından Madam Mortsouf ve eşi ile tanıştırılır. Madam yirmi üç, kocası kırk beş yaşındadır. Bir kız birde erkek iki çocukları vardır. Felix aile ile dostluk kurar, aile tarafından sevilir, Mösyö de Mortsouf’la dost olur. Mösyö de Mortsauf: marazi bir tiptir, hastalıklı ruh haline sahiptir, kendini beğenmiş, tüm kötülüklerin sorumluluğunu karısından bulan, karısına hakaret etmekten çekinmeyen, toplum dışı biridir. Midesinin alt kısmındaki yaranın acısı ile sürekli acı içinde olduğunu hissettiren geçimsizdir. Mösyö Mortsauf’un bir zaafı vardır; tavla oynamak, yenilmeye de tahamülü yoktur. Felix bu huylarını öğrendikçe, zamanla onunla uyum içinde olur. Tavla oyununda çoğu kez yenilir.
Madam de Mortsauf da Felix’i sevmiştir, yaşamı Felix’in aşkı, kocasının huysuzluğu ve çocuklarının hastalıkları arasında gelgitlerle doludur. Mösyö Mortsauf’un sınır tanımayan iğneli dili, kıskançlığın nöbetinde olduğu bir anda karısına hakaret eder.
-   Blanche! Evet celladımsınız, der. ( karısına Blanche diye seslenir )
Felix’e döner
-   Bu kadın işte bu kadın, beni her türlü mutluluktan yoksun bırakıyor; n’ kadar bana aitse o kadar da size ait olduğu halde kalkmış birde benim karım olduğunu ileri sürüyor. Benim adımı taşıyor ama hiçbir zaman görevini yapmıyor. Hiçbir bakımdan doyurulmamış olduğum için tepeme kan sıçrıyor. Usul usul bitiriyor, öldürüyor beni. Bunlar yetmiyormuş gibi kalkıp birde meleklik taslıyor. Her ay şaraplı ekmek yiyor kilise de.
-   Benim zararıma bakiredir o.
Henriette oturduğu koltuktan aşağıya doğru kaydı, gözlerinden iki damla yaş aktı. Felix gözyaşlarını avucuna alarak içti. Bu aşklarının itirafı olmuştu. Felix aşkını itiraf ettiğinde
Madam:
-   Bizi bağlayacak olan bağları fazla sıkıştırmayacağınızı bilirsem, kabul ederim. Felix kimseden olmayan duygularına özdeş kendilerine özgü bir isim ister.
Madam:
-   En çok sevdiğim teyzem Henriette derdi bana. Sizin içinde yeniden Henriette olacağım, der.
 
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Felix Paris yolcusudur. Toplum hayatına atılmanın ilk adımını kralın sarayına iş talebi için gider. Madam Mortsauf Felix’in başarılı olması, yükselmesi için öğütlerini içeren bir mektup verir. Mektup da Felix’in kumar oynamaması, özellikle genç kadınlara takılmaması tercih edilecekse yaşlı kadınlarla oturup kalkmasını önerir. Nüfuslu kadınların seçiminde özen göstermelidir. Özellikle Madam’ın annesi ile yakın bir ilişki de olmasını ister. Madam de Mortsauf’un annesi sarayın kapılarını açacak güçtedir.
Mektubun sonuna ekler.
-   Bu gizli işbirliği kendime tattırabileceğim biricik zevktir. Bekleyeceğim. Yüreğimde nasıl bir yer tuttuğunuz biliyorsunuzdur herhalde der.
Felix krala takdim edilir. Danıştay Dilekçeler Kalem amiri olur. Felix iktidar, servet, mutluluk, bilgi hepsine sahip olmuştur.
Birkaç ay sonra kral Felix’i gizli bir görev için Touraine’a gönderir. Yeniden görüşen Felix ve Madam Mortsauf arasında özlem ve heyecan dolu sıcak bir ilişki gelişir. Henriette Felix’e özlemin coşkusu ve aldatılmanın kuşkusuyla
-   Söyleyin der, her zaman Henriette’niz olduğumu söyleyin; hiçbir zaman beni bırakmayacağınızı hep bana bağlı kalacağınız söyleyin.
-   Söyleyin! Söyleyin! Kutsal bir aşkla mı seviyorsunuz beni?
-   Kutsal bir aşkla.
-   Sonsuz bir aşkla mı?
-   Sonsuz bir aşkla.
-   Bakire Meryem gibi mi?
-   Bakire Meryem gibi.
-   Bir şövalye gibi, umutsuzca mı?
-   Bir şövalye gibi, umutla.
-   Mutluyum bütün korkularımı dağıttınız.
Kral yeniden Felix’i Paris’e çağırır. Bunu duyan Madam Mortsauf;
-   Ben ne olacağım der. Felix’i kendi odasına götürür kanepeye oturtur. Çekmecenin gözünü açar, sonra gelip önünde diz çökerek
-   İşte dedi, bir yıldır dökülen saçlarım sizindir, bunları alın. Sebebini bir gün öğrenirsiniz.
 
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Felix iktidarın verdiği güç ve Madam Mortsauf ile olan ilişkilerinin bilinmesinden dolayı salonların vazgeçilmez adamı olur.
Elyesee – Bourbon sarayının salonlarında da sultan durumuna yükselmiş, ünlü leydierden birine rastlar. Soylu bir İngiliz ayan meclis üyesi ile evli olan Leydi Dudley ( Arabelle ) dir, bu kadın.
Leydi Dudley Paris salonlarında büyük bir kudrete sahiptir. Güzelliği, tavırları, inceliği, zekasıyla diğer bütün kadınlara ayrıntı bırakmayacak kadar dikkati çeker. Narin, ince, yumuşak süt beyaz teni, kızıl ipek saçlarıyla parıldayan bir fosfor oyunu gibi bir görüntü verir. Erkeklerin kendisiyle yarışamayacak derece de ata binme yeteneği olan bir markizdir. Madam Mortsauf’la tezat bir kişiliği vardır. Biri canlı ve incecik yaşam dolu, öteki ağır başlı yumuşak sakinliği ile dikkati çeker.
Felix bu İngiliz Leydisi ile aşk yaşar. Leydi ile aşkın doyumsuz sınırlarında bulur kendisini.
Leydi, Felix’e
-   Her zaman, dostunuz ne zaman isterseniz metresinizim diyecek kadar cömert ve samimidir.
Madam Mortsauf’u bilir; hiç kıskanmaz, kavga etmez, aşırı bir merakla Madam Mortsauf’la ilişkilerini sorgulamaz.
Felix leydi ile ilişkilerinde
-   Geceleri mutluluktan, sabahları pişmanlıktan ağlayacak kadar çelişkili bir psikoloji içindedir.
Madam Mortsauf’un annesi Felix ve Leydi Dudley’nin ilişkisini kızına yazar. Bunu öğrenen Henriette Felix’in mektuplarına cevap vermez. Feliz Touraine’ye geri döner, ancak Madam artık Felix’in Henriette’si değildir. Önce şatosunda Felix’e ayırdığı teyzesinin odasını Felix’den alır. Madam Mortsauf kendi sadakatını Felix’e acılar içinde açıklar.
-   Size saçımdan bir tutum kesip vermem günah değil de ne idi? Niçin hep beyazlar giyiniyordum? Çünkü daha çok zambağınız oluyordum.
-   Çok yazık çocuklarımı sizin kadar sevmedim.
-   Vurun sizde mösyö De mortsauf’un ve çocuklarının vurduklarından daha kuvetli vurun.
Henriette başını Felix’in Göğsüne koyar, kollarını boynuna dayar, kendisini göremeyeceğini söyler, çünkü
-   Artık ben, ben olmaktan çıkacağım. Ölüm varlığımdan bir şey alıp götürecek.
Felix umutsuzluk içinde Paris’e geri döner. Çok zaman geçmemiştir. Henriette’nin ölüm döşeğinde olduğunu, kralın çalışma odasına girdiğinde kralın, Henriette’nin babasına kızının sağlığını sorması üzerine öğrenir.
Dük :
-   Efendim zavallı kızım ölmek üzeredir der.
 
BEŞİNCİ BÖLÜM
Romanın en dugusal ve heyecanlı kısmıdır. Madam de Mortsauf’un iç monoloğunu ve itiraflarını içerir. Romantik olduğu kadar dramatik yönü de ağır basar. Aşkın ve kıskançlığın sarmalında bedenini perhizle ölüme yatırdığı bölümdür.
Felix hemen Madam Mortsauf’u görmeye gider. Yolda doktoruna rastlar ve sağlığını sorar.
Doktor:
-   Korkunç bir ölümle pençeleştiğini, besin yetersizliğinden yaşamını kaybedeceğini söyler.
-   İlacı yok bu derdin. Üstelik korkunç acılar çekiyor. Sen zengin, genç güzel ol, açlıktan, susuzluktan bir deri bir kemik kalarak öl.
Rahip:
-   Hançerin işini keder görüyor. Bilinmeyen bir keder yüzünden ölüyor diye ekler.
Artık madam Mortsauf ölüm döşeğindedir. 40 günlük açlık ve susuzluk perhizi kendisini ölümle yüz yüze getirmiştir. Madam Mortsauf’un bedenini iyileştirmeden önce yüreğini iyileşmesi gerekir. Çaresizliğin sonsuzluğundadır. Madam Mortsauf acılar içinde yatarken: bir gün kızını ve oğlunu yatağından iterek
-   Bana çok pahalıya mal oldunuz der.
Madam Mortsauf’un rahibi Madamın bütün sırlarını bilir, günah çıkartma ortağıdır. Gerçeği en iyi o bilir.
-   Aziz hastamız açlıktan ve susuzluktan ölüyor der.
Madam Mortsauf bastırılmış arzular yüzünden 40 gündür hayatını bencilce bir savaşa kurban eder. Felix ve rahip Madam’ın odasındadırlar.
Madam:
-   Ah Felix! Ne çok sevdim sizi benim en büyük acım susuzluktandır sanıyorlar, evet susuzum; ama yüreğimdeki susuzluk daha da yakıcı, daha da büyük.
Felix’in ellerini kavradı kendisine çekti
-   Sana susamıştım dedi. Seni görmediğim için can çekişiyorum. Bende yaşamak, ata binmek istiyorum.
-   Evet gerçekten yaşamak istiyorum, yalanlarla dolu bir hayat yaşadım. Nasıl ölebilirim? Hiç yaşamadım ki.
Kollarını Felix’in boynuna dolar, tutkuyla öper sıkı sıkı sarılır. Kırk ikinci gün; artık bir şey yiyemez ve içemez kendisine afyon verilir. Önceden yazdığı mektubu Felix’e vererek öldükten sonra okumasını ister.
MEKTUP
-   Bizim aşkımız, hep pişmanlıkla yaptığımız cezasını göreceğiz korkusuyla dolu olmadı mı? Size kıskanç olduğumu söylememiş miydim? İşte şimdi de mezarımı kazıyor bu kıskançlık.
Madam Mortsauf mektubunda balodaki tanışmalarını, omuzunu uzun uzun öpüşünü, teyzesinin isminin kendisine verilişini anlatır. “ bazen beni zor kullanarak elde etmenizi istediğim” diye yazar. Hep yanımda olmanızı istedim. Rahip bunu biliyordu benden uzaklaşırsanız öleceğimi anladı, temiz kalacağıma söz vermiştim ona.
-   Onu hiç görmeden düşünürsen her şey mahvolur, onun benim yanımda kalmasına izin verin, bende temiz kalayım dedim.
İhtiyar hoşgörü ile:
-   İlerde kızınızı kendisine vermeyi düşünerek,oğlunuzu sever gibi seversiniz, onu. Dedi
-   Sizi kaçırmamak için acılar ile dolu bir hayata göğüs gerdim. Cinsel duygulardan uzak oldum.
-   Günah işlemekten sakınmak için sizinle benim arama kızımı koydum, engeller yükselttim.
-   Size kendimi vermeyi bile düşündüm. Leydi Dudley’in benden üstün bir yanının olmadığını bilmeni isterim.
Kıskançlık bir gedik açtı benliğinde, ölüm bu gedikten içeri girerek kırk iki gün sonra Madam Mortsauf’u; kocasının Blanche’ı, Felix’in Henriette’ni açlık ve susuzluk perhizinden,yattığı ölüm orucunda kurumuş bir vücut, içeri çekilmiş soluk gözler, çukurlaşmış yanaklarla yaşama veda eder. Aşk – kıskançlık – günah cezası, ahlak ve erdem kuşatması altında bir yaşam son bulur.
Felix Paris’e döner Leydi Dudley kendisine yüz vermez, ayrılır. Felix kendisini çalışmaya verir. Roman Natalie’nin Felix’e yazdığı mektup ile son bulur.
 
Natelie’nin cevabi mektubu
SAYIN KONT FELİX DE VANDENSESSE’E
“ Aziz Kont; önce n’olur kötü bir alışkanlıktan kurtulun. Durmadan ilk kocalarından bahseden rahmetlinin erdemlerini her fırsatta ikinci kocasının suratına çarpan dul kadınlar gibi hareket etmeyin. Madam de Mortsauf’un erdemlerini Leydi Dudley’in başına kaka kaka o zavallıcığı bunaltmışsınız. İngiliz kadının ateşli aşkını da Madam Mortsauf’un yüzüne vurarak onu incitmişsiniz.
Bu konuda en çok seveceğiniz dördüncü kadına acırım. Hayallerle çarpışamam.
-   Kalbinizde koruduğunuz ölüye sürtüne sürtüne yaşamayı hiçbir kadın kabul etmeyecektir.
Siz o seçkin kadını bile bıktırmış adamsınız. Diğerini de kahırdan öldürmüşsünüz. Sizi sarhoşlukla seven, sizden bağlılıktan başka bir şey istemeyen, kusursuz bir sevgiliniz olmuş, siz de onu kahırdan öldürmüşsünüz. Sizinle evlenemem. Aynı zamanda hem Madam Mortsauf hem de Leydi Dudley olamam. Siz kusursuz bir hasta bakıcı olacak bir kadınla evlenmelisiniz.
Biz kadınlar sizin sandığınız kadar budala değiliz. Hele bir sevmeyelim, sevdiğimiz erkeği her şeyin üstünde yükseltiriz. Üstünlüğümüze olan inancımızı sarsan her şey aşkımızı da sarsar. Erkekler bizim gururumuzu okşarken, kendi gururlarını da okşarlar.”

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum