1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Kılıçdaroğlu'ndan "İkinci Yüzyıla Çağrı" vizyon belgesi açıklaması
Kılıçdaroğlu'ndan "İkinci Yüzyıla Çağrı" vizyon belgesi açıklaması

Kılıçdaroğlu'ndan "İkinci Yüzyıla Çağrı" vizyon belgesi açıklaması

Toplantının açılış konuşmasını CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yaparken, "Zamanın, mekanın ötesinde kesintisiz üreten Türkiye'yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. 70 isim ne bir kişi, ne bir parti ne iktidar için çalışacak, onlar vatanları için çalışacaklar"

A+A-

CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması toplantısı başladı. Toplantıda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kurumları yeniden inşa edilmiş, toplumsal güvenin hakim olduğu, bölgesinde barışın merkezi olduğu Türkiye'yi inşa edeceğiz. Meselemiz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayalinde sahip çıkmaktır" dedi.

İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda yaptığı konuşmayla başladı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, salona CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile geldi. Toplantıya katılanlar arasında CHP’li milletvekilleri, CHP’li belediye başkanları yer aldı.

"YENİ SİSTEMİ AÇIKLIYORUM"

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Önce herkese merhaba. Sizin kadar en az ben de heyecanlıyım. Size bugün bir çerçeve çizmek istiyorum. Asıl konuşmamı kapanışta yapacağım. Bugün sizleri Türkiye için uyanmanın ve ayağa kalkmanın vizyonunu ortaya koymak için davet ettik. Bugün burada halkımızdan ne için oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz. Sadece bir adaya başka bir tek adama bir zümrenin çıkarına asla oy istemeyeceksiniz. Oyu herkes için daha iyi bir yaşama yeni bir Türkiye hayaline yeni bir siyaset kültürüne oy isteyeceksiniz. İşte bu yeni sistemi bugün açıklıyorum.

Bugün dinleyeceğiniz sadece bir krizden çıkma programı olmayacak. Krizden alnımızın akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Asıl zor olan ülkenin yeniden bir yapısal krize girmesini kalıcı olarak engellemek. Sürekli aynı girdaba düşen halkımız ekonomik ve sosyal olarak dayanılmaz acılar çekti. Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun için yönetim anlayışımızı kökten değiştirmeliyiz. Ancak bunun çaresi mevcut tek adam gitsin, başka bir tek adam gelsin değilsindir. Tek adam gitsin mi? Evet gitsin. Tek adam rejimi bitsin mi? Evet bitsin. Ancak yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Yeni bir tek adam aramıyoruz. Bugün bizden bambaşka bir sistemin altyapısını dinleyeceksiniz.

Partimizin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinde ilan ettiğimiz gibi ülkemizin üzerine çöken kara bulutları dağıtıp Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştırma çabasını bir adım daha ileri taşıyoruz. Kurumları yeniden inşa edilmiş, toplumsal güvenin hakim olduğu, bölgesinde barışın merkezi olduğu Türkiye'yi inşa edeceğiz. Meselemiz Mustafa Kemal Atatürk'ün hayalinde sahip çıkmaktır. Onun vizyonunu hayata geçirmek bize nasip olacak.

Bugün yepyeni güç birliği ile tanışacaksınız. Dünyadan ve Türkiye'den 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum. Hem ülkemizi hem de dünyanın önemli ülkelerine gittim. Bilim, teknoloji ve yatırımın merkezi olan ABD ve İngiltere'ye gittim. İnandığım vizyon yolculuğundan asla vazgeçmeyeceğim. Kısa bir süre Almanya'ya gideceğim.

70 değerli isimle tek tek görüştüm. Onları siyaset üstü güç birliğine katılmaları için davet ettim. Bize inanan halkımız, sizler siyasi gücümüz ve dostlarımızla kurduğumuz siyaset üstü güç birliğimiz. Bizler siyasi ve siyaset üstü hepimiz ülke için vatan için birlikteyiz.

"BENİM İŞİM SİSTEMİ KURMAK"

 

Bu 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak. Zamanın, mekanın ötesinde kesintisiz üreten Türkiye'yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. 70 isim ne bir kişi, ne bir parti ne iktidar için çalışacak, onlar vatanları için çalışacaklar. Bay Kemal olmak böyle bir şey. Benim işim birleştirmek, sistemi kurmaktır, sistemi çalıştırmaktır. Benim işim o sistemi kalıcı kılmaktır. Bizimle ülkeyi değiştirmeyi cesaret edenlerin bazılarını çağıracağım.

Tüm karanlığa rağmen ışığa çok yakın olduğumuzu anlatacaklar. Jeremi Rifkin ile tanışacaksınız, benim yeni Endüstriyel Dönüşüm Başdanışmanım. Daron Acemoğlu bizimle olacak. Gelecek yıllarda Nobel Ödülü alacağından da eminim. Sayın Öztrak makroekonomik çözümleri, Sayın Böle yeşil dönüşümü, Sayın Refet Gürkaynak para politikalarını, eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara, Sayın Hacer Foggo ise sosyal politikalarımızı anlatacak. Bu sistem Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak. Türkiye yeniden şahlanacak."

EKONOMİSTLERDEN AÇIKLAMALAR

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını tamamlarken, toplantıda ekonomistlerin konuşması başladı. Kılıçdaroğlu'nun ardından, Kılıçdaroğlu'nun Endüstriyel Dönüşüm Başdanışmanı Jeremy Rifkin'in konuşması başladı.

RIFKIN: YÖN HARİTASINA YARDIMCI OLACAĞIM

Rifkin yaptığı konuşmada, "Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye'nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım. Başta Z kuşağı olmak üzere şunu söylemek istiyorum: İnsanlık için çok önemli bir zaman diliminden geçiyoruz. Daha evvel beş defa benzer yok oluşlar yaşadık. Şimdi altıncısının başındayız. Ekonomik hayatı ve hükümet ilişkilerini değiştiren üç büyük teknolojik devrim oldu: Birincisi iletişim devrimi, ikincisi yeni enerji rejimleri, üçüncüsü yeni taşıma ve lojistik. Akdeniz, iklim değişikliğinden en olumsuz etkilenen bölge. Bütün Türk halkının dayanışma içinde olması lazım. Akdeniz havzası zor durumda. Çok ciddi seller yaşanıyor. Yaz aylarında kuraklık ve ısı dalgaları ile birlikte kıtlıklar yaşanıyor. Sonbaharda ise fırtınalar ve tayfunlar bizi vuruyor. Bunların hepsi bir araya gelerek, ekosistemimizi altüst ediyor. Sadece insan hayatını değil, diğer canlıların hayatını da tehdit ediyor bu. Başta Z kuşağı olmak üzere şunu söylemek istiyorum: Biz altıncı dönemin başındayız. İnsanlık için çok önemli bir zaman diliminden geçiyoruz. Daha evvel beş defa benzer yok oluşlar yaşadık. Şimdi altıncısının başındayız. Gerçeği görmemiz ve uyanmamız gerekiyor. Peki bu neden oluyor? İklim değişiyor çünkü küresel ısınmaya yol açan gazlar salınıyor ve bu gazlar güneşten gelen ışınların dünyadan yansımasını engelliyor. Önümüzdeki 20 yılda güneş, rüzgar ve okyanus ile enerji üreteceğiz. Küresel enerji üretimi bu şekilde olacak. Biz insanlığı doğaya adapte etmek zorundayız. Şimdi genç kuşaklar, sokaklara çıkıp barışçıl protestolar yapıyor. Bir acil durum döneminden geçiyoruz. İlk defa bütün bir kuşak sokağa çıkıp protesto ediyor. Kendilerini bir tür olarak, yani tehdit altında yaşayan bir tür olarak görüyorlar ve protestonun zemininde de bu var" dedi.

ÖZTRAK: ÖNCE FERAHA SONRA REFAHA

Jeremy Rifkin'in ardından CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak kürsüye çıktı. Öztrak yaptığı konuşmada, "CHP olarak, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ülkemizi dördüncü endüstri devriminin takipçisi ve tüketicisi değil, geliştiricisi ve üreticisi yapmaya kararlıyız. Temiz enerjiyle, temiz üretimle, temiz toplumla, temiz fonlarla, tertemiz bir gelecek inşa edeceğiz. Zenginleşeceğiz, milletimizi orta gelir tuzağından kurtaracağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. Gençlerimiz, ülkemizin en büyük servetidir. Gençlerimizin işsizliği ise en büyük israftır. Genç ve dinamik iş gücümüzü en etkin şekilde kullanacağız. Dünyayı iyi tanıyan iş insanlarımız var. Ülkemizi hak ettiği zenginliğe mutlaka kavuşacağız. 40 bin kilometreden fazla yol yaptık, meslek örgütleriyle konuştuk. Yeni nesil kalkınma stratejimizi hazırladık, ekonomideki büyük yangını gördük. Ülkemizi önce feraha sonra refaha kavuşturacak programın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tespit ettik. Kısa sürede ferahlamak için yanlış ekonomi politikalarının neden olduğu belirsizlik çarkını kırmamız, ülkemizin olağanüstü yüksek risk primini aşağı çekmemiz gerekiyor. Bunun için önce Merkez Bankası'nın başına tüm dünyanın saygı duyduğu bir ismi atayacağız, MB'nin hedefi enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirmek olacak. MB'nin bağımsızlığını güvence altına alacak yasal düzenlemeleri yapacağız. Ekonomik öncelik ve ihtiyaçları gözeterek, 2023 bütçesini yeniden yapacağız. Şatafata ve israfa son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı makamını ait olduğu yere, Çankaya Köşkü'ne taşıyacağız. Tasarruflarla, krizin ezdiği kırılgan kesimleri destekleyeceğiz. Mali kural uygulamasını başlatacağız, TVF'yi tasfiye ederek bütçe birliğini sağlayacağız. Kamu özel iş birliği projeleri başta olmak üzere, devletin sırtındaki koşullu yükümlülükleri ortaya çıkaracağız. Hızla atacağımız adımlarla kısa sürede ekonomide öngörülebilirliği artıracak, risk primimizi düşürecek, makro ekonomik istikrarı sağlayacağız. Feraha kavuşmak için iki önemli çapamız var: Güçlü Türkiye, Güçlü Avrupa'dır. Türkiye'nin geleceği, demokratik kurallı dünyadadır. AB üyelik müzakerelerini canlandıracağız. 23. Yargı ve Temel Haklar faslının gerekliliklerini tamamlayacağız. Bu fasıldaki siyasi blokajın kaldırılmasını isteyeceğiz. İkinci çapamız ise, hızla hayata geçireceğimiz yeni nesil kalkınma stratejimiz olacak. Bu, hem ülkemizi ferahlatacak, hem de kalıcı refaha ulaşmamızın önünü açacak. 2030 gündemi sürdürülebilir kalkınma amaçları ve Paris İklim Anlaşması, stratejimizin en önemli küresel referanslarıdır. Biz stratejimizi 4 sütun üzerine inşa ettik. Demokrasisi güçlü; kurumları ve kuralları güçlü Türkiye. Üreterek zenginleşen rekabetçi Türkiye. Zenginliği adil paylaşan Türkiye. Temiz ve yeşil Türkiye. Ülkemizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Sendikalaşmanın, örgütlü toplumun önünü açacağız. Cinsiyet eşitsizlikleriyle etkin şekilde mücadele edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe sokacağız" ifadelerini kullandı.

FOGGO: SOSYAL YARDIMLAR TEK ÇATI ALTINDA TOPLANACAK

Yoksulluk ve Dayanışma Ağı Başkanı Hacer Foggo konuşmasını yapmak üzere sahneye çıktı. Foggo, "Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Yokluğu da varlığı da birlikte yaşadık ve atlattık. son 20 yıldır Türkiye'de gittikçe derinleşen yoksulluk adaletsizliğe yol açıyor. Zenginin daha zengin yoksulun ise daha yoksul olduğu ve bunun doğal karşılandığı bir zamanın içindeyiz. Bu memlekette eşitsizlik bu kadar derin ve yakıcı olmamıştı. Çünkü bu memleket bu kadar umursamaz bu kadar kötü bir yönetim anlayışıyla karşılaşmadı. Bu adaletsiz sisteme karşı CHP iktidarının ilk hedefi yoksulluğu kökten bitirmek olacak. CHP iktidarında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek ben bu sözün büyüsü ve gerçekliğiyle hiçbir çocuğu geride bırakmayan bir sistemi inşa ederken bir taş koymak için buradayım. bugün burada ilan edilen vizyon güçlü sosyal devlet ile fırsat eşitliği dönemi başlıyor. Bu kalkınma vizyonunun en önemli boyutlarından bir sosyal devlettir. Sosyal devlet ifade özgürlüğü ile okullarda ücretsiz beslenme hakkını birbirinden ayrı düşünmez. CHP iktidarının ilk 6 ayında Aile Destekleri Sigortası Kurumu kurulacak. Tüm sosyal yardımlar tek bir çatı altında toplanacak. Hiç kimse sosyal yardım almak için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmayacak. Devlet, zorda olanın ayağına gidecek" diye konuştu.

Merkez Bankası Eski Başekonomisi Prof. Dr. Hakan Kara sunumunu yapmak için sahneye çıktı.

PROF. KARA: MAKRO İSTİKRAR PROGRAMI NASIL OLMALI

Prof. Kara konuşmasında ekonomide istikrar sağlanmasına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim. Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp, Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum. 21. yüzyılda ekonomi politikası deneyimi deyince, arka planda MB'nin de başrolde olduğu bir kronoloji de benim aklıma geliyor. 2001 sonrası bir enflasyon hedeflemesi uygulandı. Bağımsız para politikası ve MB'nin kısa vadeli faizleri temel araç olarak kullandığı, buna da sıkı bütçe politikasının, faiz için fazla ile eşlik ettiği bir program vardı. Küresel kriz sonrasında yaklaşım değişmeye başladı. Finansal istikrar vurgusu öne çıkmaya başladı. Ama arka planda MB'nin faiz politikası üzerindeki kısıtlar o dönemde başlamıştı. Para politikasının önemsizleştirilmesi diye tanımladığım dönem var sonrasında."

Prof. Dr. Refet Gürkaynak, sunumuna başladı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.