1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Adana Büyükşehire kayyım atanır mı?
Adana Büyükşehire kayyım atanır mı?

Adana Büyükşehire kayyım atanır mı?

"Sayın Cumhurbaşkanım; Adana ve Adanalının iradesini, hırsına yenilmiş bir kaç kişi yüzünden 'Terör ve bölücülük' ile yan yana getirmemenizi temenni ederim."

A+A-

"Sayın Cumhurbaşkanım; Adana ve Adanalının iradesini,

hırsına yenilmiş bir kaç kişi yüzünden

 'Terör ve bölücülük' ile yan yana getirmemenizi temenni ederim."

Kamuoyunda bir anda tartışılmaya başlandı: Adana Büyükşehir Belediyesi'ne Kayyım atanır mı?

Atanır kardeşim, hem de bal gibi atanır?

Peki, ne suç varmış?

Belediye başkanının görevden uzaklaştırılması için suç gerekmez.

Merkezi otorite gözünün üzerinde kaşın var der alır; kaşının altında gözün var der alır...

Yetkisi var mı? Var...

İktidarın gücü bu yetkiyi kullanma gerekçesi ile ölçülür.

Asıl olan bu yetkinin adil bir yönetimin gerekçesi olarak kullanmaktır. Ancak, iktidar bu gücünü bir tehdit unsuru olarak kullanıyorsa, akla şu geliyor:

Ya, iktidar gücünü kaybetmiş,

Veya birileri iktidarı yanlışa sevk ediyor.

Nasıl mı? İki örnek vereceğim.

Birinci örnek: Birileri Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı yanlış yönlendiriyor. (Burada kastettiğim Cumhurbaşkanımız olarak değil, AK parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır) Yerel seçimlerde, Yüksek Seçim Kurulu'nun seçimleri iptal etmesinin, Sayın Erdoğan'a kurulmuş bir tuzak olduğunu söylemiştim. Nitekim yanılmadım. Seçimlerde, Erdoğan'ın ufak sıyrıklar almasından yetinmeyen bazı çevreler, onu tekrar ringe çıkarıp, nakavt etme yoluna gittiler.

Oysa seçimler iptal edilmeseydi, ne Erdoğan bu denli yara alacaktı, ne de İmamoğlu bu denli gündeme gelecekti.

31 Mart seçimlerinde AK Partinin kaybettiği noktasından, seçimlerin yenilenmesi ile "Erdoğan'ın kaybettiği" noktasına gelindi. AK Parti Genel Başkanı tuzağa düşmüştü.

Savaş tarihinde saptanmış hileler, 36 başlıkta toplanır. Birinci hilenin sekizinci Strategemi (yöntemi): "Kızıl Bayrak sallarken, Kızıl Bayrağa Karşı Olmak" maddesini taşır.

Özü de şudur: Herkesin önünde açıkça olup bitenler, sadece ve çoğu kez derinde yatan bir gizi örterler..."

Yani Erdoğan'ın yanındaymış gibi görünüp karşı olmak...

Son zamanlarda Belediyelere Kayyım atanması, bu savaş hilesinin ikinci perdesini oluşturmaktadır. Tam da, Erdoğan'a karşı yeni bir partinin kurulması gündemde iken bu Kayyım Atamaları kime hizmet eder acaba?

Sadece Adana Büyükşehir özelinde şunu söylüyorum.

Adana'da böyle bir olay yaşandı. Sayın Aytaç Durak, hukuksuz olarak (Danıştay öyle diyor) görevden uzaklaştırıldı. Haklı olduğu anlaşıldığında, geriye hakkı yenmiş bir başkan ve (Sayın Durak'ın ifadesine göre) FETÖ' ye teslim edilmiş bir belediye kaldı.

Peki, bu işten kim karlı çıktı? Kimin karlı çıktığını bilemem ama Önce AK Parti itibar kaybetti ve Adana halkı mağdur oldu.

Cezalandırılan, Sayın Erdoğan'ın (Haklı Olarak) dilinden düşürmediği, millet iradesi oldu.

Peki, Sayın Durak'a yapılan bu tutum, AK Parti'ye bir şey kazandırdı mı? Tam tersine, AK Partinin oylarını düşürdü.

Savaş hilesi: Erdoğan'dan yana görünenler, Erdoğan'a zarar veriyorlar.

Ne AK Parti'ye ne de Adana halkına yararı olmayan bu bayat stratejiyi yeniden uygulamak; hem de yeni partinin kuruluş aşamasında...

Birileri, Erdoğan'a yanlış bilgiler veriyor.

 

Olayın hukuki yanlarına değinmedim. Hukukçular bu konuda yeterince söz söyleyebilirler.

 

Ben Adana penceresinden bakıyorum.

Şimdi Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Adana, Cumhuriyetin kurulduğu günden beri, merkezi otoriteye bağlı kalmanın onurunu yaşamıştır; yaşamaktadır.

Hatta  Türkiye'yi işgallerden kurtarıp, Cumhuriyete götüren sürecin ilk fitilinin adana ateşlendiğini Mustafa Kemal Atatürk ilan etmiştir: "Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur."

Adana ve Adana halkı ne bugün ne de geçmişte "terör ve bölücülük" ile yan yana anılmamıştır. Bu coğrafyada Kürt’ü ile Türk'ü, Alevi'si, Sünni'si ile herkes, ortak atan bir kalple buluşmuş ve hayatını sürdürmektedir.

Burada görev yapmış saygın valilerimiz, belediye başkanlarımız, emniyet müdürlerimiz ve daha nice devlet erkânı bu tespitimin tanığıdır.

Bizim bu coğrafyada etnik köken ve mezhep önceliklerin en son sırasında bile yer almaz.

Daha üç seçim önce Adana'nın dört ayrı yönünde kendi kültürlerini yaşayan Adanalılar, AK Parti'nin gösterdiği adayda buluşurken, geçen seçimde aynı insanlar, MHP'li adayın çevresinde kenetlenmişlerdir. Bu gün de yine aynı halk, CHP'nin adayı üzerinde mutabık kalmıştır.

Adana halkı zaten kendi içerisinde "Devletin bölünmez bütünlüğüne" aykırı olacak kimselerin değil seçilmesine aday olmasına bile göz yummaz. Adaylar arasında parti ayrımı yapmadan bu birliğe, bu dirliğe hizmet edecek kimseleri belediye başkanı olarak seçer.

Dün böyleydi, bu gün de böyle.

Adana halkını ve bu halkın iradesini "Terör ve Bölücülük" ile yan yana getirmek tarihi bir hata olur. Bu itham asla ve asla Adanalının alnında kalmaz. Ancak bu ithamı yapanlar bunun altında kalır.

Adana'da Sayın Zeydan Karalar kazandı ama siz kaybetmediniz.

Siz bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak millet iradesinin de teminatısınız.

Sayın Karalar'ın güven içinde görev yapmasının da teminatısınız.

Elbette, suç işleyen, suça iştirak eden kim varsa kendini yargı karşısında bulur; bulmalıdır. Zaten Adana Halkı da suça bulaşmış bir başkanın yönetimde olmayı reddeder.

Sayın Cumhurbaşkanım

Adaletten daha büyük bir güç yoktur. Ülke Cumhurbaşkanı bu adaletin teminatıdır.

"Size faydası varmış gibi göstererek derinde yatan gizi örtenlerin" bu hilesini boşa çıkarma yüceliğini göstermenizi ve

Adana ve Adanalının iradesini, bu halkın ruhuna nüfuz edememiş, bir kaç yüzergezer görüş nedeni ile "Terör ve bölücülük" ile yan yana getirmemenizi temenni ederim.

Saygılarımla...

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum