1. YAZARLAR

  2. Yüksel Mert

  3. Ebu Fare ya da zalim Netenyahu
Yüksel Mert

Yüksel Mert

Ebu Fare ya da zalim Netenyahu

A+A-


Bir Fındık fare yayladaki eve dadanmış. Arada bir sağdan soldan çıkıp gözümüze çarpıyor. Hanımda bende bu konularda çok duyarlıyız. Hiç bir CAN’(lıy)a karşı öldürme, yok etme incitme gibi bir özelliğimiz yok! 

EV UYGUN YAPILMAMIŞ

Farelerin, yada evi ziyaret eden diğer canlıların hiçbir kusuru yok! Suç, günah, yanlış, bende, bizde! Çünkü onların yaşam alanına müdahale, tecavüz etmişiz. Evi onların giremeyeceği bit mimaride yaptırmamışız. 

RAKI MESELESİ!

Yaylada yaklaşık 6 ay kalıyoruz. müşrik, deist, ateist, kominist, faşist deli, akıllı, sarhoş olmak üzere her kesimden dostlarımız var. Sık sık yayladan Osmaniye’ye aracımla iniyorum ihtiyaçlarımı alıp geliyorum. Gittiğimi gören bazı dostlar, konu komşu bazı ihtiyaçlarını ısmarlıyorlar. Bende onları kırmama, incitmeme adına alıp geliyorum. 

Bunların içinde Rakı da var. 

HOCA’DAN FETVA

Mersin’de imamlık yapan bacımın kocası yani eniştemiz Recep KARTAL misafirliğe geldi. Muhabbet koyulaştı, çaylar ikilendi. Bu konuyu danıştım. “ Yanlış yapıyorsun, hiçbir haklı gerekçen yok, kötü, zararlı bir işe aracılık yapıyorsun. Yapma. Yazıktır. Günahtır.” dedi. tatmin olmadım. Dünyaca ünlü bir ilahiyatçıyı aradım. “Hoca haklı, sana yakışmaz, harama hem aracılık yapıyorsun hemde hile karıştırıyorsun.” dedi. Fare meselesine gelince;

ZALİM NETENYAHU

Fındık fareyi yakaladım. Bir kovanın içine koydum. Ağzını sıkıca kapattım. Sabah kahvaltıdan sonra öldürüp işini bitireyim dedim. O kadar sevimli ki, tir tir titriyor. Öldüremedim. Onunda yaşama hakkı var dedim. Kovayla birlikte aldım muhtarlık binasının yani kamu binasının avlusuna bıraktım. Bir fareye kıyamayan, hiçbir canlıyı incitmeyen bir insan olarak bu Zalim NETENYAHU’ya şaşıp kalıyorum. O gariban, masum  Gazze halkına, çoluk çocuk, kadın erkek demeden nasıl kıyıyorsun, nasıl yemek yiyor, nasıl uyuyor, nasıl utanmadan yaşıyorsun???!!!

EBU FARE MESELESİ

Adı bende saklı ünlü ilahiyatçıya fare olayını da anlattım. Dedi ki; “ İslam Kültür Tarihinde Ebu Hüreyre diye bir zat var. ‘Kedi/lerin Babası’ olarak tarihe geçmiş. Senin adında bundan sonra EBU FARE olsun. dedi. Gülüştük. 

SONUÇ

Yunusun ifadesiyle;
“Biz gelmedik dava için, Bizim işimiz sevgi için, Gönüller yıkmaya değil, Gönüller yapmaya geldik” diyoruz.  Herkese sevgiler saygılar gönderiyoruz. 

Cebel-i Bereket/ OSMANİYE 

Önceki ve Sonraki Yazılar