Son yıllarda kafamı bir soru kemirir durur.

Belediye sistemi mi daha eski yoksa yol tamiratları m?

Belediye sistemi, yol tamiratında ayrı düşünülebilir mi?

Bu soruyu durup dururken düşünme ihtiyacı hissetmedim.

Belediyelere bakınca, insanın bu soruya takılması kaçınılmaz oluyor.

Bir belediye başkanı her türlü gelebilir;

Merkezden atama ile, paraşütle, delege seçimiyle veya askerin emriyle, demokrasinin gereği ile...

Hiç fark etmez.

Sınırsız sayıda gelme yöntemi olan bir belediye başkanlarının borç ödeme yöntemi hepsinde aynı: Yol tamiratı.

Yahu arkadaşlar yeter artık!

Eşinizi dostunuzu kalkındıracak, sözlerinizi yerine getirecek başka bir keşif yapın.

Tamam, iyi adamsınız...

Abisiniz...

Anladık, yakın çevrenizden başka kimseye güvenmezsiniz...

İyi hoş da yolların yakasından düşün artık.

Bu kadar insansınız, eşe dosta kıyak yapacak başka bir "yol" yok mu?

Bu kıyağın merkezinde hep mi "yol" var?

Adana ova şehridir.

Bir ova şehrinde ve dümdüz zeminde yolların dalgalı, inişli çıkışlı yapılması çok zordur.

Belediyelerimiz bu zoru başarmışlardır.

Dümdüz zemini olan yola bakın, zannedersiniz ki dalgalı bir zeminde yürüyorsunuz.

Şu yolu bir kere yaptırın doğru yaptırın.

Başta kafamı takılan soru için çok çalıştım.

Hani belediyeler mi daha eski eşe dosta peşkeş çekilen yol tamiratları mı?

Ve buldum.

Yol tamiratlarının tarihi, belediyelerin tarihinden daha eskidir.

Çünkü, tarihi çağlara baktığınızda "Yontma Taş Devri" vardır, "Yontma Belediyeler Devri" yoktur.

Her çağ bir şekilde sona ermiş, ama Yontma Taş Devri",  isim değiştirip "Yontma Belediye Devri" olmuş ve güçlenip günümüze kadar gelmiştir.

Rahat bırakın yolları...

El insaf!

Yeter artık!