Amasız, fakatsız, lakinsiz Yüreğir Belediye Başkanı  Ali Demirçalı’nın ofisine yapılan silahlı  saldırıyı kınıyorum.

Bu saldırı vesilesiyle söyleyeceklerim var.

Uzun süredir sohbet ettiğim arkadaşlara, CHP’lilere, Ali Demirçalı hakkında kanaatimi belirtiyorum.

İlk tanıştığınızda sempatik, zeki, başarılı bir insan kanaati sizde oluşuyor.
İlerleyen süreçte, zekasının kurnazlığa evrildiğini görüyorsunuz. Biraz daha tanıyınca şark kurnazı bir tip karşınıza çıkıyor.

Aslında bu kurnazlığı yönetebilecek kabiliyete sahip birisi değil, yönettiğini zannediyor. Alakası yok.

Ali Demirçalı bir süre sonra münasebeti olan, hukuk oluşturduğu herkesle kriz yaşıyor. 

Bir sonraki aşama, Ali Demirçalı’nın muhatabı olan her kişi kendisinden nefret etmeye başlıyor, bu nefret zamanla kine dönüşüyor.

Önümüzdeki süreçte Adana gibi bir şehirde, Yüreğir gibi bir ilçede, kurnazlık siyasetinin daha çok kriz yaşadığını göreceksiniz.

Bu krizlerin, bu hafta yaşadığımız şekilde silahlı bir eyleme dönüşmesini tabiki arzu etmem.

Ancak Ali Demirçalı’nın, artık belediye başkanı olduğunun farkında olması, milletvekili ve iş adamlığı dinamiklerinin ayrı hususlar olduğunu fark etmesi, girdiği her ilişkiyi nefrete dönüştürmemesi gerekiyor.

Esnaflıkta kullandığı dinamikleri siyasete taşımanın kötü sonuçlar doğuracağını artık kavraması lazım.

Makyavelist olmak, pragmatik davranmak hepsi zeka mahsülü davranış biçimleridir.
Dikkat edin Ali Demirçalı’nın Yüreğir Belediye Başkanı olduğu günden bu yana girmiş olduğu ataklara...

Tamamına yakını hüsranla sonuçlandı.

İktidar Partisi ile girmiş olduğu ilişki elinde patlamış durumda, iktidar mahfillerinde güvenilirliğini kaybetti.

Bu ilişkinin sonunda kendi partisi içinde de güven endeksi düşmüş durumda. Bugün Demirçalı’nın  başına siyasi ya da hukuki bir sıkıntı gelse, sosyal medyadan paylaşım yapacak kimseyi bulamaz.

Aslında 21. yüzyılda ticaretle uğraşan insanların da kurnazlığı beş para etmiyor.

100. Yıl mahallesinde yapmış olduğu bina ve o binanın satışında uygulamış olduğu kurnaz politika da elinde patlamış durumda. 

Bina, ikamet edenler vesilesiyle, atış poligonuna döndü. Şimdiye kadar üç defa silahlı saldırıya uğradı. Sayın Demirçalı, o binada emeği bulunanlara  taksimat yaparken ne kadar akıllı olduğunu zannetmiştir…? Olmadı, olmuyor..

Seçimlerden sonra gazetecilerin kendisine “Cin Ali” demesinden de, gizliden gizliye büyük keyif duyuyordu.

Sayın Demirçalı‘ya ez cümle söyleyeceğim;

Her zaman kurt olmak iş görmez,  bir yanımız kuzu da olmalı...