CHP sözcüsü eşit temsil ya da nitelikli çoğunlukla karar alınması halinde mecliste süreçle ilgili kurulacak komisyona girebileceklerini, çünkü böyle bir komisyonun kurulmasını kendilerinin önerdiğini, önerdikleri şeyden kaçınamayacaklarını söyleyerek, komisyonda şehit ve gazilerin hassasiyetlerinin garantörü olacaklarını belirtmiş. Yani ne şiş yansın ne de kebap diyerek orta yolculuk yapmış.

AKP ve Erdoğan'a güvenmemek ayrı birşey böylesi önemli bir meselede orta yolculuk yapmak farklı birşey. Erdoğan'ın hamlelerini boşa çıkarmanın, kurnazlıklarını deşifre etmenin yol ve yöntemi orta yolculuktan geçmiyor. Türkiye'de hukuksuzluk yalnızca CHP'li belediyeleri hedef almıyor. Hukuksuzluk her alana yayılmış ve kanıksanmış vaziyette. Kavala, Atalay, Kozağaçlı, Demirtaş hukuksuzluk pratiğinin hedeflerinden yalnızca birkaçı. CHP salt kendi partisel meselelerine odaklanmak yerine topyekun barışın ve demokratikleşmenin önündeki sorunlara yönelmeli ve meseleler arasında bir hiyerarşi ve öncelik ilişkisi kurmaktan uzak durmalıdır.

Öbür türlüsü komisyona yönelik itirazları bir pazarlığın ardına gizlemek gibi bir amacı akla getirecektir ki bu yaklaşım hem sonuç vermeyecek hem de kurulacak masa da Erdoğan'ın elini güçlendirecektir. Masa, ancak bir barış ve demokrasi masası haline geldiği taktirde belediye başkanları dahil bu iktidarın zulmüne uğrayan herkesin serbest kalma şansı olacaktır. Ne CHP ne de DEM kendi önceliklerine yönelerek iktidara bu fırsatı vermemelidir.

Türkiye'nin büyük barışı, ancak acıların karşılıklı yarıştırılması bir yana bırakıldığında ve tarafların başkasının acılarına bakmayı öğrenmesi ile gelecektir. Bu ülkede ölen, sakat kalan ve ağır travmalar yaşayan asker ve gerilla aileleri olmak üzere kirli savaştan herkes çok çekti ve bıktı. Herkesin kendi acısına değil başkalarının acılarına kulak verme ve empati geliştirme saati çoktan geldi. CHP sözcüsünün bir kesime yönelik vurgusu birleştirici olmayıp barışın dilinden uzaktır. Madem masaya yönelik çekinceleriniz var önce Erdoğan'ın dilinden uzaklaşın, uzak durun. Bakın o zaman Erdoğan masayı kurduğuna pişman olacaktır. Ama onunla aynı dalga boyunda hizalanıp, bir adım ilerisine geçmez iseniz son tahlilde kazanan hep o olacaktır.