Demokratik Ulusculuk
Ortadoğu dengelerin pamuk ipliğine bağlı, güç ilişkilerinde her an kaymaların yaşandığı, etnik ve mezhepsel fay hatlarının sürekli hareket halinde olduğu bir coğrafya. Bir Westfelya barışının bölgeye gelme ihtimali ise çok düşük. Emperyalist güçler ise kalıcı barışa destek vermek yerine kendi çıkarlarına odaklandığından bölgeye huzurun gelmesi çok zor görünüyor.
Destek verdikleri güçlerin yeni bir devlet inşa etme ve kurma kapasitesi ise yok düzeyinde. Şara büyük güçlerin desteğini alabilmek için her kılığa girmeye hazır. Ancak buna rağmen ülkenin tamamında kontrol sağlayabilme, barışı ve huzuru tesis edebilme kapasitesi hiç yok. Çünkü elinin altındaki savaşçılar Suriye ülkesini bir ganimet gibi görüyor ve bunların çoğunun da ülke ile hiçbir bağı bulunmuyor.
Bu savaşçılarda ülke inşası için gerekli toprağa dayalı aidiyetin ve yurtseverliğin zerresi bulunmuyor. Buna rağmen uluslararası emperyalist güçler zayıf bir Şara hesaplarına geldiği için geçmişini aklıyor, kellesi için verdikleri ödülü kaldırıyor ve biat etmeye devam ederse sermaye akışını hızlandıracakları vaadinde bulunuyor. Trump'ın Suriye temsilcisi olan zatın bölgeye ilişkin hassasiyetleri ağababasından hiç de farklı değil. Trump Gazze'yi nasıl bir turizm lokasyonu olarak görüyorsa Barrack da Suriye'yi bir müstemlekeden farksız tasavvur ediyor.
Bu zatın Suriye için önerdiği tek devlet, tek vatan, tek millet söyleminin mürekkebi kurumadan Şara'ya bağlı güçler Dürzilerin yoğun yaşadığı Süveydiye'ye girip katliam yaptılar. Zayıf bir Şara, güçsüz bir merkezi idareyi kendisi açısından Suriye için biricik çıkış yolu olarak gören İsrail anında saldırıya geçti ve Dürzilere destek verdi. Barrack da tıpkı Trump gibi söylediklerinden çark edecek ve Pentagon ne derse onu yapacaktır.
Selefilerin, pazarlarda kadınları cariye olarak satanların Suriye'ye barış getirme ihtimali sıfırdır. Suriye iç savaşı ile özgürlüğün tadına bir kez varan Kürtlerin, Dürzilerin ve diğer halkların ise Şara'ya inanmaları ve güvenmeleri için ortada hiçbir sebep yoktur. Gözlerini kırpmadan Nusayri katliamı yapan veya yapmaya devam edenlerin aynı şeyi diğer halklara yapmalarının önündeki yegane engel ise halkların kendi öz savunmalarını geliştirmelerinden geçiyor.
Bölgenin çok kimlikliliğine, çeşitliliğine en uygun yapılanma demokratik ulusculuktur. Yani etnik, mezhepsel ve dinsel kökenciliğin yurttaş tanımından çıkartıldığı ve ulusa ilişkin imalardan tümüyle dışlandığı, ancak herkesin dilini, kültürünü geliştirmesinin anayasal güvenceler altına alındığı gevşek bir federalizm. Bölgenin tarihi dokusuna ve kadim geçmişine en uygun formülasyon budur. Bu formülasyon kadim geçmiş ile modernlik arasında kurulabilecek tek sahici bağdır. Ötekisi Selefi bir zihniyet altında diğer halklara dayatılacak bir deli gömleği olacaktır. Artık Suriye'de hiçbir halkın böyle bir gömleği giymeye niyeti yoktur. Emperyalistler başka türlüsünü arzulasa bile...

