1. YAZARLAR

  2. Sedat Memili

  3. "Adana'nın Aynası" kitabına İzmir'den yorum
Sedat Memili

Sedat Memili

Gazeteci Yazar

"Adana'nın Aynası" kitabına İzmir'den yorum

A+A-

Sarıkamışlı olup İzmir’de yaşayan Sayın Erol Aydın’dan bir mektup aldım. Vatikan Kitabımı sizlerle buluşturan Yayın – B vasıtası ile tanışmıştım. Titiz editörlüğü, kitabın ruhuna nüfuz ermesi ile başlayan görüşmelerimiz, kısa sürede duygu ve düşünce akrabalığına dönüştü.

Kucuksaat.com sitesinde yayınlanan Adana ile ilgili programları yakından izleyerek, fahri hemşerimiz oldu.

“Adana’nın Aynası – 1930” adlı kitabımı dikkatle okuyan şahsımın ve Adana’nın dostu Erol Aydın, kitap hakkında görüş ve eleştirilerini kaleme almış.

Aydınlatıcı, uyarıcı ve yüreklendirici saptamaları için teşekkür ediyor, mektubu hiçbir değişiklik yapmadan sizlerle paylaşıyorum.

ADANA’NIN AYNASI 1930

Balçova; 11.10.2021

               Sedat Hocam,

               İnceleme-araştırma kitabınızı büyük bir iştiyakla okudum. Kitap üzerinde telefonda konuşmuş olsak da kalıcı olması açısından duygu ve düşüncelerimi yazıya aktarmayı uygun buldum.

               Öncelikle böyle bir eseri Adana’ya kazandırdığınız için tüm kalbimle kutluyorum. Kentin kültürü, belleği, arşivi ve hafıza olarak bugün kıymeti anlaşılmasa da gelecekte çok daha değerli bir miras olacaktır. Ve bunların devam edeceğini düşündüğümüzde araştırmacılar için de hazır bir kaynak olarak adınız sitayişle yâd edilecektir.

               Eserin kronolojik dönemlere ayrılması ve bu şekilde yayımlanması bir tercih olduğu için saygı duyuyorum. Fakat benim tercihim dönem yerine; Adana’da Salgın Hastalıklar, Adana’da Sosyal Yaşam, Adana’da Yemek Kültürü, Adana’da Evliliğe Dair gibi alt başlıklarla bu çalışmanın yapılması yönünde olurdu.

               Kitabı bitirdiğimde aslında Adana özelinde olsa bile döneme ait Türkiye’nin izdüşümünü gördüm. Ben ki ülkemin en uçtaki kuzey doğusundan, siz ki en güneyinde ki bir ucundan ortaya koyduğunuz; gelenek, kültür, medeniyet ve sosyal yaşam çok da farklılık arz etmiyor. Bu anlamda yöresel gibi gözüken bu çalışmayı genele de teşmil etmek yanlış olmayacaktır. Kendi adıma oldukça istifade ettim ve de keyif olarak okudum.

               Döneme ait yansımaları aynı zamanda kendinize ait anılarla süslemiş olmanız kitabı hem monotonluktan kurtarmış hem de değer katarak daha zenginleştirmiş. Bu metot ve yöntemi oldukça beğendim ve de takdir ettim. Burada sadece şöyle bir karşı tez ortaya konulabilir, belli bir döneme ait belgelendirme günümüzle gel-git yaptığı için uygun mudur diye soru işareti oluşabilir. Fakat bu durum beni çok rahatsız etmedi, aksine tercihinize saygı duyarak şapka çıkardım.

               Eseri okuduğumda Adana’nın aslında bilinenden de köklü bir tarih ve medeniyeti olduğuna şahit oldum. Adeta kazıdıkça altından yeni bir sürprizle karşılaşarak matruşka bebekleri gibi iç içe geçmiş bir hazine olduğunu keşfettim. Bu anlamda bugüne kadar Adana’nın sadece kebap ve şalgamla öne çıkarılmasının haksızlık olduğunu düşündüm. Bu açıdan bakıldığında yaptığınız hizmet ve ortaya koyduğunuz farkındalık çok daha anlamlı olmaktadır.

               Yine kitaba göre Adana’da azınlıkların özellikle de Ermenilerin ne kadar etkin ve muktedir olduklarını görmek beni şaşırttı. Aynı zamanda işgal yıllarındaki vefasızlıkları ve Fransızlarla yaptıkları işbirliğine ise üzüldüm. Böyle soysuz bir milletle yıllarca içe içe yaşayıp da meydanı boş bulduklarında ne kadar gaddar olduklarını görmek bugünden bakınca aslında şaşırtmadı. Demek ki çağlar değişse de düşünceler ve de vizyon çok fazla değişime uğramıyor.

               Yine Adana’nın bereketli topraklara sahip olmasına rağmen halkının züğürt olması tespiti de ayrıca sosyolojik bir vaka olarak incelenmesi gereken bir husus olarak dikkat çekmektedir.

Seyhan ve Ceyhan gibi iki önemli akarsuyun şehirden geçmiş olmasına rağmen yeterince istifade edilemediği de yine yürek burkan bir durum olarak dikkat çekmektedir. Hatta zaman zaman su baskınları ve hastalık kaynağı olarak ıstırap vesilesi olması da hazin bir durum... Toz ve çamur konusunda çok büyük travmalar yaşanmış olması da yine hüzün verici bir durum. Oysaki çok basit tedbirlerle bu durumun önüne geçmek mümkünken; belediye teşkilatının olmayışı, sivil toplum kuruluşlarının yetersizliği gibi faktörler meselenin kangren olmasının önüne geçememiş olması üzücü.

               Uzun yıllar sizin tabirinizle zibillerin bir çözüme kavuşturulmamış olması yine düşündürücü. Her türlü hastalık kaynağı bu duruma, temizlik dini olan İslam’ın çare olamamış olması ise ilginç ve enteresan bir durum. Tuvalet konusu ise başlı başına facia olarak tek başına her şeyi anlatmaya yetiyor.

               Sosyal yapı, alışveriş, evlilik, düğün, sünnet ve eğlence kültürü konusunda ortaya koyduğunuz ve ayna tuttuğunuz gerçekler aslında nereden nereye diyebileceğimiz durumlar olarak dikkat çekici. Özellikle kadının toplumdaki yeri ve adının olmaması üzücü olmakla birlikte geçen bir asır sonunda yine eziliyor olması düşündürücü. Geçen süre zarfında birçok konuda tekâmül etsek bile insan hakları konusu yumuşak karnımız olmaya devam ediyor.

               Sonuç olarak; bu tür çalışmalar geniş halk yığınları tarafından ilgi görmese de kent kültürüne katkı yapması açısından hazine mesabesinde olduğunu söylemek gerekir. Antikaların değeri sonradan anlaşıldığı göz önüne alındığında belediyenin önüne dördüncü heykel olarak sizi koymaları sürpriz olmayacaktır. Kente yaptığınız katkı nedeniyle bunu çoktan hak ettiğiniz halde öyle görünüyor ki bunu sağlığınızda görmek nasip olmayacak gibi. Daha önce belirtiğiniz gibi, “maalesef bizim halkımız ölü sevici” acı ve doğru bir tespit bunun üstüne ne söylenir ki.

               Ben, sade bir vatandaş olarak teşekkür etsem, emeğinize ve yüreğinize sağlık desem acaba sizi tatmin eder mi? Daha fazlası elimden gelmediği için üzgünüm, selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.

Saygılarımla,

Erol Aydın

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.