1. YAZARLAR

  2. Sedat Memili

  3. Devlet; Kurmak mı zor? Yıkmak mı?
Sedat Memili

Sedat Memili

Gazeteci Yazar

Devlet; Kurmak mı zor? Yıkmak mı?

A+A-

Kurulmuş 17 Türk Devleti mi kıvanç verici,

yıkılmış 16 Türk Devleti mi ibret verici?

"Türkleri yıkmak için: önce bağlılık duygularını kırmak ve manevi bağlarını parçalamak gerekir. Bunun da, en kısa yolu: milli ve manevi değerlerine uymayan, yabancı fikir ve davranışlara, onları alıştırmaktır."

16 YIKTIK 17 KURDUK

Tarihte büyük devletleri kurmuş olmakla öğünürüz. Ben de bunlarla öğünerek büyüdüm. Kurduğumuz her büyük devlet / imparatorluk Cumhurbaşkanlığı forsunda bir yıldız ile simgelenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı sitesinde yıldızlar şöyle tanımlanmaktadır: "Cumhurbaşkanlığı Forsu'ndaki 16 yıldız 16 Büyük Türk İmparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyetini simgeler."

16 İmparatorluk / Devlet kurmuş olmak demek 15 İmparatorluğu yıkmışız demektir. Bu devletleri nasıl kurduğumuza dair göğsümüzü kabartan tarihi olayları konuşuruz da nasıl yıkıldığımızı nedense konuşmayız.

Büyük Hun İmparatorluğu'nun kurulduğu tarih olan M.Ö 204 yılından, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıldığı zamana kadar (1922) geçen süre 2.126 yıldır. Bu zaman içerisinde 16 Türk Devleti kurduk. Şimdiki Türkiye Cumhuriyeti 17. Türk Devleti'dir.

Şöyle düşünebilir miyiz?

Devlet kurma konusunda hiç bir sıkıntımız yok, ama devlet yaşatma konusunda bazı sıkıntılar yaşamaktayız.

Problemi çözme konusunda uzmanız ama problemin olmasını önleyemiyoruz.

Hasta olunca iyileşiyoruz ama hasta olmamak gibi bir çabamız yok.

Anlayış, bu anlayış.

m1-005.jpg

TARİHİ BİR BELGE

Şimdi size tarihi bir belgeden söz edeceğim. Bir Türk Devleti'nin nasıl yıkılacağını bundan daha net olarak yüzümüze çarpacak örnek az bulunur.

Padişah 2. Mahmut Döneminde Mora'da bir isyan başlar. Tarihler 1820-21 yıllarını göstermektedir. Padişah bu ayaklanmada parmağı olanların araştırılması için Benderli Ali Paşa'yı görevli olarak Mora'ya gönderir.

İnceleme sonucu Fener Rum Patriği 5. Gregorius'un isyanda parmağı olduğu anlaşılır. Patriğin evinde bir arama yapılır ve bunun sonucunda Patriğin, Rus Çarı Alexandra'ya yazdığı bir mektup ortaya çıkar.

İşte bana göre herkesin zihnine kazılması gereken mektup:

Türklerin nasıl yenileceği konusunda analizlerin ardından, Partrik Rus Çarı'na: "Sakın ola ki, askerini silahını toplayıp, Türklerin üzerine gelme. Böyle bir saldırı Türkleri birleştirir ve birleşen Türkleri asla yenmek mümkün değildir" der. Ve ardından Türkleri yenmenin nasıl mümkün olacağını anlatır:

m2-003.jpg

” Türkler’i maddeten ezmek ve yıkmak; mümkün değildir.

Çünkü: Türkler; çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet mağrurdurlar ve izzet-i nefis (onur) sahibidirler.

Bu özellikleri; dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, geleneklerinin kuvvetinden, padişahlarına, kumandanlarına, büyüklerine itaat duygularından gelir.

Türkler: zekidirler. Kendilerini; doğru yola sevk edecek liderleri olduğunda da daha da çalışkandırlar.

Gayet; kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri: hatta kahramanlık ve bağlılık duyguları; geleneklerine olan bağlılıklarından ve ahlaklarının kuvvetinden gelir.

Türkleri yıkmak için: önce bağlılık duygularını kırmak ve manevi bağlarını parçalamak gerekir. Bunun da, en kısa yolu: milli ve manevi değerlerine uymayan, yabancı fikir ve davranışlara, onları alıştırmaktır.

Türkler; dış yardım kabul etmezler. Haysiyet duyguları, buna engeldir.

Eğer; geçici bir süre görünürde kuvvet ve kudretleri varsa da; Türk’ler mutlaka dış yardıma alıştırılmalıdırlar.

Maneviyatları sarsıldığı gün; Türkler’i kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve güçlü kuvvetler önünde zafere götüren; asıl kudretleri sarsılacak ve o zaman Türkleri yıkmak, mümkün olabilecektir.

Bu nedenle; Osmanlı Devletini yıkmak için, yalnızca savaş meydanlarındaki zaferler yeterli değildir. Ve hatta yalnızca bu yolda yürümek, Türklerin gerçekleri anlamalarına neden olabilir.

Yapılacak iş; Türklere bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır. ”

(Ara not: Patrik İdam edildi. Kin Kapısı kuruldu vs. Bu başka bir konu)

m3-004.jpg

Şimdi gelelim sonuca;

Yukarıdaki satırlar, Tarihte, "yıkılmış" olarak yer alan Türk Devletleri'nin ortak yıkılış nedenlerinin bir anlatımıdır.

Demek ki Türk Devletlerini maddeten yıkmak mümkün değilmiş; Yıkılacaksa önce maneviyatını yıkmak gerekirmiş...

O zaman, zengin olmayı hedeflediğimiz kadar ahlaklı olmayı da hedeflemeliyiz.

Dinin sadece ibadet sayılan Beş şartını yerine getirip, İslam İnancının ahlakını yok saymak ne insanları nede devletleri kurtarmaz...

Yürek olarak birleşmiş toplumları yok eden bir güç keşfedilmemiştir.

İktidarı elde tutmak için hayali düşmanlar üretmek, belki bazı kişilerin iktidarını garanti eder ama devletin geleceğini riske sokar.

Kişiler geçici, devlet kalıcıdır.

Devletler sadece ekonomik alanda değil, ahlaki alanda da güçlü olmak zorundadır.

Yıkılan devletlerin sadece fabrikaları değil, namus, şeref ve haysiyetlerinin de ayaklar altına alınabileceğini göz ardı etmemek lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum