1. YAZARLAR

  2. Mehmet Akdoğan

  3. “Mehmet Atlas…”
Mehmet Akdoğan

Mehmet Akdoğan

Gazeteci Yazar

“Mehmet Atlas…”

A+A-

Çevremde birçok insan “dede” oldu… Hani “Büyükbaba” diyorlar ya…

Onların duygularını paylaşıyordum… Dostlarımı mutlu eden bir şeyi paylaşmak beni de mutlu ediyordu.

Ama ben dede olana kadar neyi paylaştığımı bilmiyormuşum…

Ben onların sadece mutluluklarını paylaşıyormuşum; dedelik duygularını değil…

Dedelik duygusunun paylaşılmayan bir duygu olduğunu “dede” olunca anladım…

Dünyaya gelmekle henüz neleri değiştirdiğini bilmeyen torunuma baktım.

Buğulu bir camın arkasından bakar gibiydi…

Oğlumuzun oğlu olan O, insanlık için bir çocuktu…

Ama benim için, bu dünyada var olduğumun ve göçüp gitsem de var olacağımın bir kanıtıydı.

O bana bu dünyada boşuna yaşamadığımı gösterdi.

Oğlum Efe Kemal ve eşi Irmak doğumun yaklaştığını haber verince soluğu İzmir’de aldık. (Gerçi hoş… Haber vermelerine de gerek yoktu, zaten eşim, gün be gün saat be saat izlemedeydi. E, ne de olsa o da Babaanne olacaktı…)

Bebeği ilk gördüğümde yaşadığım duyguları anlatamıyorum…

Paylaşılamayacak kadar güzel olan bir duygu nasıl anlatılabilir ki…

Ona baktığımda, 1969 yılında Ay yüzeyine ilk adımı atan Neil Armstrong’un sözleri geldi aklıma:

“İnsan için küçük, ama insanlık için büyük bir adım…”

Torunumda, “İnsanlık için küçük, ama bizler için hayatımızın en büyük adımıydı…”

Oğlumla gelinimi izledim…

Davranışlarını görünce, torunumun çok güvenli bir ailede büyüyeceğini anladım…

Allah bahtlarını ve yollarını açık etsin diye içimden dua ettim.

Torunumuza isim koyma neredeyse adı konmamış bir törenle yapıldı.

“Mehmet Atlas…”

İşte hissettiğim duygunun adı da konmuştu.

Ben oğluma babamın adını vermiştim; Efe Kemal… Oğlum bir nesli devam ettirme adına “Kemal” adını yeniden düşündü, ama hem babanın hem de oğlun adında “kemal” olmasını uygun görmedi. Bana bu adı babam verdi diyerek “Mehmet” adını verdi.

Adı sonsuza kadar yaşayacak olan Dede Korkut, bir ad koyma töreninde birçok öğüt verdikten sonra:

“…

Annesinden görmeyince kız, yalnızca öğütle öğrenmez,

Oğul, babadan görmeyince cömert sofralar donatmaz…”der.

 

Oğlum Efe Kemal ve artık kızım olan gelinim Irmak’ın bu davranışlarından gurur duydum.

Onlara söyleyemedim…

Şu an söyleyemediklerimi yazıyorum…

Onlara bana bu dünyada boşuna yaşamadığımı – söylemediler – göstermiş oldular.

Evet, torunum Mehmet Atlas, henüz küçük.

Ama unutmayalım ki, insanlık için o büyük adımı atmış olan Neil Armstrong’ta doğduğunda böyle küçücük bir insandı… Ve birilerinin torunuydu…

Bana bu mutluluğu yaşatan başta eşim olmak üzere, aileme minnettarım…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.