1. YAZARLAR

  2. Yaşar Erkmen

  3. Pozantı Devlet Hastanesinde bir atom karınca
Yaşar Erkmen

Yaşar Erkmen

Pozantı Devlet Hastanesinde bir atom karınca

A+A-

Bayramın bitiminde başlamıştı rahatsızlığımız. Eşimde de aynı belirtiler vardı. Yutkunurken boğazda hafif bir ağrı, sesin kalınlaşması, çatallanması ve halsizlik… Bende ağrı, sızı yoktu ama eşimin hafif bir baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri de vardı. 14 Temmuz günü öğleden sonra sakin olur düşüncesiyle Pozantı Devlet Hastanesine gitmeye karar verdik. Faranjit olduğumuzu tahmin ediyor, gerekli ilaçlarımızı alıp dönmeyi düşünüyorduk.  

Pozantı Devlet Hastanesi, Pozantı’nın iki kilometre kadar kuzeyinde, dağın yamacında, çam ormanının çevrelediği doğanın koynunda yer alan, cennetten bir köşe gibiydi. Yenilenmiş kaymak gibi asfalt yolun iki yanındaki çam ağaçları hastaneye kadar size eşlik ediyor. Küçük hastane binasının bahçesine aracımızı park ettik, maskelerimizi takıp hastaneye girdik. Hastanenin koridorlarının temizliği dikkatimizi çekti. Her taraf pırıl pırıldı. Bayram tatili devam ettiği için acildeki tek doktorun kapısının önü kalabalıktı. Kaydımızı yaptırıp kuyruktaki yerimizi aldık.

Açık kapıdan içerisi görünüyordu. Masada bilgisayarın önünde oldukça genç bir hekim oturuyordu. Ciddi, saygılı ve büyük bir sabırla işini yapıyordu. Hastaların şikâyetleri genellikle aynıydı: Boğaz ağrısı, baş ağrısı ve ateş… Hastalar; çocuklar, bebekler ve elli yaş üstü kişilerden oluşuyordu. Genç hekim, hastalarını dinliyor, elindeki cep telefonunun ışığıyla hastanın boğazını inceliyor ve bilgisayara notlar giriyordu. Kimi hastalara “İğne olmak ister misin, test yapalım mı?” gibi sorular soruyor, istekli olanları başka bir yere yönlendiriyor, söylediklerini anlamayan insanlara aynı nezaketle söylediklerini yineliyordu.

“Kayıt yaptırdığınız yerden barkod alıp aşı odasında bekleyin, ben gelip yapacağım.” diyordu. İki üç kişiyi aşı odasına gönderdikten sonra odadan hızla çıkıyor, aşıları ve testleri yapıp üç beş dakika içerisinde acildeki işinin başına dönüyordu.

Karınca gibi çalışıyordu ve bu yoğun temponun, onun ciddiyetine ve nezaketine hiçbir olumsuz etkisi olmuyordu. Yarım saattir bekliyordum ama genç hekimin olağanüstü çabasını gördükçe sessizce beklemeyi ve onu hayranlıkla izlemeyi sürdürüyorduk.

          Doktor, acille aşı odası arasında mekik dokuyordu ve biz de olanları gördüğümüz için doktora sevgi ve saygı duymaktan ve biraz da onun hâline üzülmekten başka bir şey yapamıyorduk. Bayram tatili devam ettiği için personel sıkıntısını doğal karşılıyorduk. Sağlıkçıların da tatile ihtiyacı vardır, hatta en çok da onların hakkı vardır. Ben bunları düşünürken acile takviye olarak yeni bir doktor geldiği söylendi. Önümde iki kişi vardı. Benden sonraki beş altı kişi diğer doktora yönlendirilince bizim doktorun kapısının önü boşalıverdi.

Sonunda bize sıra geldi.

“Doktor Bey, sizi kutlarım. Atom karınca gibisiniz. Performansınıza şapka çıkarttım.” dedim. Mahcup bir ifadeyle, “Teşekkür ederim.” dedi.

“Adınızı öğrenebilir miyim?”

“Mustafa Yılmaz.”

“Geçenlerde işine ve hastasına saygısı olmayan olumsuz bir örnekten bahsetmiştim. Siz, sağlıkçılar adına o çürük elmanın yaptığını unutturdunuz ve kendinize hayran bıraktınız.”

Eşim de devreye girerek,

“Sizin yaşınızda bir oğlum var, sizi ona benzettim ve oğlum gibi sevdim.” dedi.

Boğazımızı inceledi, reçetelerimizi yazdı.

“Corona testi ister misiniz?” dedi. Kafamızın rahat etmesi için,

“Olur, yaptıralım.” dedik.

Aşı odasına yöneldik. Hastanede diğer çalışanların da hastalara gayet kibar davranışlarıyla yardımcı olmaya çalışmalarını görünce çok mutlu olduk. Kapıda, Bayram dolayısıyla şeker ve kolonya ikram eden bir personelin eksikliği dışında her şey mükemmel görünüyordu.

Başhekimi ziyaret edip teşekkür etmek istedim. İzinli olduğunu söylediler. Buradan, Pozantı Devlet Hastanesinin Başhekimine ve çalışkan personeline teşekkür ediyorum.

On dakika sonra testimizi de yaptırarak hastaneden ayrıldık. Akşam olmuştu. Pozantı’nın tek nöbetçi eczanesinden ilaçlarımızı alıp Fındıklı yokuşunu tırmanmaya başladık.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.