1. YAZARLAR

  2. Erol Aydın

  3. Son Düzlüğe Girilirken…
Erol Aydın

Erol Aydın

Son Düzlüğe Girilirken…

A+A-

Seçimde son düzlüğe girilirken her parti ve lider elindeki bütün silahları kullanarak kendisine avantaj sağlamaya çalışıyor. İktidar doğal olarak eser siyaseti ile ortaya somut gerçekler koyarken, muhalefet mitingleri yarıştırarak kendini teselli ediyor.

            Geçmiş seçim tecrübelerinden biliyoruz ki mitingler tek başına bir gösterge değildir. Bunun yanında hiçbir anketin de mutlak olarak mevcut durumu ortaya koymadığını da yine biliyoruz. Seçimle ilgili bilinmeyen tek şey ilk defa oy kullanacaklarla kararsızların durumudur. Aslında bütün çaba bu iki kesimi etkileyerek tarafına çekmekten ibarettir. Büyük oranda seçmen davranışları özellikle kitle partilerinde çok fazla oynak değildir. Konjonktüre göre bir tutum ortaya çıkmadığı için bunlar ceptedir.

            Eser siyasetinde de lokal hizmetler o yörenin gündeminde olduğu için diğer bölge ve seçmen nezdinde bir anlam ifade etmemektedir. Mesela Zigana Tüneli sadece o bölgeyi ilgilendirdiği için İzmir’de yaşayan birisi için çok mühim değildir. Fakat o coğrafya için çok büyük hizmetin ötesinde bir devrimdir. Trabzon ve Gümüşhane’yi 15 Km. bir tünelle birbirine bağlamak hayallerin gerçekleşmesi adına inanılmazdır. Yolun kısalması, tehlikenin ortadan kalkması, yakıt tasarrufu, zamanın verimli kullanılması, turizmin canlanması, çevrenin korunması ve ekolojik dengenin bozulmaması gibi sayısız fayda sağlamaktadır. Bundan faydalanan herkesin bunu takdir etmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla buna benzer hizmetler dolayısıyla bu bölgelerde iktidarın tulum çıkarması sürpriz olmayacaktır.

            20 kusur yıllık iktidarın en önemli avantajı vatandaşın bilinçaltına nüfuz etmiş olmasıdır. “Söz verirse yapar, yapmayacağı şeyin sözünü vermez ve yine yaparsa Ak Parti yapar” algısı çok değerlidir. Bunu sağlamak çok önemli rekabet gücü olarak iktidarı ayakta tutmaktadır. Bunca saldırı ve badirelere rağmen birinci parti olması aynı zamanda güçlü liderlikle mümkün olmaktadır. Öyle gözüküyor ki Erdoğan siyaseti bırakmadan da sandıkta bileğini bükecek bir babayiğit çıkmayacaktır.

            İzmir mitingi sonrasında kendisini Şirin göstermeye çalışan doğuştan Payzın gazeteci yaptığı yorumla Kılıçdaroğlu hakkında ki kanaatimizi pekiştirmiştir. “Kılıçdaroğlu bu mitingle kendisini çok geliştirmiş, irticalen yaptığı konuşmada hiç teklemeden, dili sürçmeden, takılmadan ve de pot kırmadan konuşmasını tamamlamıştır.” Diyerek lideri hakkındaki kaygılarını dile getirmiştir. İzmir’de olmasa da Kılıçdaroğlu Ağrı mitinginde “Mısır’ı” bölge illeri ile birlikte zikrederek bir kez daha kendi potansiyelini ortaya koymuştur. Malzeme, kumaş, hammadde, fıtrat, yaratılış ne derseniz deyin değişmiyor.

            Sonuç olarak; seçim şu anki görüntüsü ile başa baş bir görüntü ile fotofinişle bitecek gibi gözüküyor. Son hafta bir taraf büyük bir sürpriz yaparak bir adım öne geçebilir. Ya da karşı tarafın büyük bir falsosu yine sonucu etkiyecektir. Herkes eteğindeki taşları dökerek son sözünü söylemiştir. Bizim bir seçmen olarak; hayırlı kişilerin başımıza gelmesini istemek, bunun yanında mevcut hükümet ve Erdoğan hayırlı olacaksa da başımızda kalmasını dileyerek dua etmekten başka seçeneğimiz tabi ki oyumuza kullanarak ona sahip çıkmak olmalıdır.

            Esenlik dileklerimle,

            Erol Aydın

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.