1. YAZARLAR

  2. Vedat Kahyalar

  3. Suriye ile normalleşme adımları atılabilir mi?
Vedat Kahyalar

Vedat Kahyalar

Suriye ile normalleşme adımları atılabilir mi?

A+A-

Suriye'ye operasyon yapılacağı haberleri medyaya düşmüşken,
birdenbire Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ,Suriye Dışişleri bakanı ile ayaküstü görüştüğü ve muhalif ÖSO ile Suriye hükümetinin uzlaşı sağlaması önerisi  bomba etkisi yaptı.Üstüne üstlük,
cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti sırasında, Putin'inde ;

 "Suriye ile barışın,Esad'la görüşün,
Suriye'ye harekat düzenlemeyin" önerileri bölgede önemli güçlere kavuşan, başta Özgür Suriye ordusu,Birleşmis Milletler örgütünce terör örgütu olarak tescillenen,HTŞ (Heyet Tahrir El Şam)ve yüzlerce irili ufaklı örgütleri ve  mensuplarını rahatsız etti.Türk bayrağının yakıldığı provakasyonlar,gösteriler yapıldı.

Henüz,resmî herhangi bir görüşme yapılmadan başlayan tepkiler ,
gelecekte muhtemel görüşmelerin çok çetin geçeceğinin izlerini taşıyor.

Suriye ile görüşmenin şartlarını, Suriye devlet başkanı Başar Esad,bir konuşmasında 3 madde ile bağlamıştı.

1-Türkiye,Suriye topraklarından tamamen  çekilecek.

2-Özgür Suriye Ordusu dağıtılacak.

(Sayıları,50-60 bin civarında olan,önemli silâhlı ve maddi gücü olan ÖSO örgütü, buna şiddetle karşı...
ÖSO mensuplarının çoğunun ailesi Turkiye'de.Bir kısmı vatandaş bile oldu.)

3-HTŞ ve alt örgütlerine Türkiye'nin  desteğinin kesilmesi.

(40- 60 bin arası Heyet Tahriri Şam örgütü mensubu ve bu organizasyonun altındaki küçük grupların olduğu biliniyor.)

Şartlar Türkiye açısından yerine getirilebilir mi ?
Bu kirli savaşı başından beri dikkatle izleyen biri olarak bence zor şartlar.Öso ve Htş silahlı, eğitimli,özgüveni yuksek.Gerek askeri gerek ekonomik olarak,artık  birikimi yüksek örgütler.Biriken nefret,yaşananlar, kayıplar..
O  hepsinden büyük,sineye çekilecek gibi görünmüyor.

Bu şartları öne süren  Esad,artık eskisinden daha güçlü.Ülkenin büyük kısmına hakim.5 yıl önceki şartlar yok.
Arap ülkelerinin büyük kısmıyla  görüşmeler başlamış.Batı dünyasında da boş durulmamış, Fransızlarla ilişkiler ileri derecede.

Mevlut Çavuşoğlu nun Suriye ile ÖSO nun barıştırılmasi talebi olumlu bulunmuyor.
Bu talep ne Suriye devleti ne de ÖSO  tarafından olumlu karşılandı.
Bu çok bilinmeyenli denklemin çözümü aslında Hiç te kolay olmayacak.

Maalesef ABD senaryosuna girmekle büyük hata ettik.Sonuç itibariyle kazanan yine emperyalizm ve siyonist israil oldu.Kaybeden yine alevisiyle, sunnisiyle müslümanlar oldu.Koskoca bir ülke yıkıldı. 650 bin kişi öldü,milyonlarca kişi yaralandı,sakat kaldı,evlerini yitirdi.13 milyon insan yurdunu terk etti. 

Ne uğruna ?

ABD'nin kirli senaryosu : Petrol ve doğalgaz'ın Suriye üzerinden taşınması,Israil'in güvenliği,
Hamas'a verilen lojistik desteğin kesilmesi,israil'e destek olacak  bir devletin ortaya çıkarılması.PKK Suriye kolu sayesinde hem Türkiye kontrol altında ve diken üzerinde  tutulacak,hem Israil'e yakın bir dost ülke oluşturulacak. 

Suriye savaşı,Büyük ortadoğu projesinin sonu oldu.En kötü barış, savaştan iyidir.Herseye rağmen barış umutlarını, görüşmeleri başlatmak lazım.

Sonuçta, Özgür Suriye Ordusu nerede ,nasıl patlayacağı belli olmayan bir bomba gibi.
Öso ve HTŞ petrol ticareti ve diğer gelirlerle güçlendi.Artık önemli bir ekonomi yöneten bir Öso var.

PYD,El Nusra,El kaide,Daeş ve benzer örgütler zaten başlı başına tehlike.Hem bizim için hem de 
Suriye için.

Yapılması muhtemel gorüşmelerde 
;kardeşlik,din,komşuluktan ziyade, 

-Ortak çıkarlar,
-PYD'nin iki ülke için tehdit unsuru olmasının önlenmesi,
-Bölgesel güvenlik,
-İran ve Rusya'nın çıkarları, -Bölgenin terörden arındırılması,
-Suriye petrolünün, Suriye devleti tarafından işletilmesi, 
-Türkiye sınırının güvenli hale getirilmesi,
-Göçmenlerin ülkelerine güvenle geri dönüşlerinin sağlanması,
-Suriye'nin yeniden inşası

 Önemli gündemleri teşkil edecektir.

 Bu sartlar yerine getirilebilirse,ABD,Rusya ve İran uyum gösterirse,normalleşme ve geri dönüşler olabilir.

Artık Turkiye'nin devlet aklıyla davranması,nüfus yapımızı tehlikeli bir biçimde bozan ölçüsüz göçleri kabul etmemesi gerekir.

Bir bedel ödenecekse bunun en büyük sorumlusu ,bütün dünyanın önünde bu cinayetlerin müsebbibi Amerika'dır. 

Bu güne kadar yapılan insani tavır gerçekten dünya tarihine altın harflerle kazınmıştır.Bize yakışan misafirperverliği kanıtladık.
Dunyaya örnek olduk.Simdi sıra kendi vatandaşımızın milli gelirden aldığı geliri yükseltmekte .Halkımızın büyük ekseriyeti bunları gönülden istiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.