1. YAZARLAR

  2. Hacı Hüseyin Kılınç

  3. Bir Cinayetin Anatomisi
Hacı Hüseyin Kılınç

Hacı Hüseyin Kılınç

Avukat

Bir Cinayetin Anatomisi

A+A-

1-Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş’in bir cinayete kurban giderek ölümü MHP’yi içinden çıkmakta zorlanacağı derin bir krizin içine sürüklemiş görünüyor. MHP organik bir parçası sayılan Ülkü Ocaklarının eski başkanının ölümü karşısında derin bir suskunluğa çekildi. Cinayetin bağlantıları ortaya çıktıkça, yakalanan şüphelilerin beyanları kamuoyunun önüne geldikçe cinayetin azmettiricilerinin adreslerinin MHP genel merkezine doğru çıkıyor izlenimi ağırlık kazanıyor. Şüphelilerden biri öldürülen Sinan Ateş’den önce Ocak Başkanlığı şimdi ise Mersin milletvekili olan kişinin evinde yakalandı. Bu milletvekili gelen kolluk görevlilerini ‘siz gidin ağababalarınız gelsin teslim alsın’ diye paylayan kişi aynı zamanda.Milletvekilinin olduğu yerde gözaltına kişi yedi saat sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. 

2-Faillerin hesabına para yollayan kişi yeni atanan MHP İstanbul İl Yöneticilerinden. Gönderildiği belirlenen paralar öyle az uz bir miktar değil. Anlaşılan yapılan işin karşılığı gönderilmiş bu paralar. Cinayetin ihalesini alan kişiler İstanbul’da Maltepe başta olmak üzere uyuşturucu ticaretine bulaşmış çeteler. Bu çetenin başındaki kişi solcu bir genci öldürmekten yargılanmış ve uzun süredir kolluk tarafından hakkında yakalama kararı olmasına karşılık elini kolunu sallayarak ortalarda dolaşıyor. Bu işi bir iddiaya göre öldürülen ocak başkanı Yargıtay’daki dosyası konusunda yardım sözü verdiği halde bu sözün gereğini yerine getirmediğinden yapmış. Bu iddia cinayetin siyasi bağlantılarının önüne geçmek ve ona bir şahsi hesaplaşma kılıfı vermek için dile getiriliyor. 

3-Bu olayın ortaya çıkardığı vehamet sadece yukarıda anlatılanlarla sınırlı değil. Cinayeti işleyen failler İstanbul’dan cinayet mahalli olan Ankara’ya özel harekatçı polisler eşliğinde ve çakarlı araçlarla götürülüyorlar. Yoldaki arama noktalarından bu sayede kolayca kurtuluyorlar. Cinayetteki hesaplaşmanın arkasındaki isimlerden biri olarak adı sıkça geçen milletvekili Olcay Kılavuz olaydan beş gün önce İçişleri Bakanını makamında ziyaret ediyor ve çıkışta birlikte poz veriyorlar. Cinayet Ankara’nın en işlek bir yerinde ve güpegündüz işleniyor. Cinayetten sonra iktidar blokunu oluşturan güçler derin bir sessizliğe bürünüyor. AKP cenahına MHP’den açıklama gelmediği için nasıl pozisyon alınacağına dair bir belirsizlik hakim oluyor. İçişleri Bakanı ve Erdoğan dahil hiç kimse tek kelime konuşmuyor. AKP sözcüleri herhangi bir açıklama yapmıyor. Ankara’nın göbeğinde güpegündüz bir cinayet işlendiği halde mevcut iktidar olayın üzerine gitmek, kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapmak yerine gayrı resmî ortağını ürkütmemek adına devlet fonksiyonlarını bile sekteye uğratan bir davranış sergiliyor. 

4- Kamuoyuna sızan bilgilere göre öldürülen Ocak Başkanı ile selefleri arasında yani kendinden önceki Ocak yönetimi arasında bir husumetin var olduğu anlaşılıyor. Mersin’de yaşanılan hadise ve o çatışmada Kadirli Ocak Başkanı’nın öldürülmesi taraflar arasında husumetin delili olarak değerlendiriliyor. Bir de işin içerisine Bahçeli sonrası MHP liderliği için yapılan hesaplar karışıyor. Akademik yanından çok aksiyoner yanı ile temayüz eden öldürülen Ocak başkanı Sinan Ateş’in bu yarış için iddialı biçimde hazırlıklar yaptığı ve Türkiye’yi baştan aşağı dolaştığı söyleniyor. Saray ile de arasının iyi olduğu ve zaman zaman Beştepe’ye de gidip geldiği sızan bilgiler arasında. 

5-Şu sızan bilgiler, Türkiye’nin siyasi tarihi, adı geçen aktörlerin şiddetle ilişkilenme biçimi ve bir süreden beri MHP’den ayrılan ve özellikle ülkücü camia içinde Bahçeli hizbine eleştiri getirenlerin başlarına gelenler cinayetin anatomisini çıkarmak için yeterli malzemeyi veriyor. Özellikle son zamanlarda MHP’den ayrılıp İyi Parti , Gelecek gibi partilerde siyaset yapan bazı siyasi aktörlerin başına da benzer hadiseler gelmişti. Sokak çeteleri tarafından evlerinin önünde darp edilmişler ve görüntüleri saldırganlar tarafından kameraya alınmıştı. Aynı şey Bahçeli ve hizbine muhalif ülkücü yazar ve gazetecilerinde başına gelmişti. Kolluk ve yargı hadiselerin üzerine ciddiyetle gitmemiş ve bu işi gerçekleştirenlerin sırtı iktidar katlarındaki birileri tarafından sıvazlanıyor izlenimi oluşmuştu. 

6-Uzunca bir süre mafyaya, sokak çetelerine ve kriminal tiplere mesafeli durmuş MHP liderliği 15 Temmuz sonrası her halde belli merkezlerden aldığı görev celbi ile tüm bu unsurları yeniden bünyesine dahil etmeye başladı. Siyasi varoluşunu sürekli bölünme ve beka paranoyasına bağımlı kılmış hareket için yeni konjonktür asli kimliğine dönüş için mümbit bir ortam hazırlamıştı. Devlet partiye MHP ise devlete meftundu. Devletin güvenlik bürokrasisinin kapıları ardına kadar MHP’ye açıldı. Bu yeni simbiyoz çeteler, mafya ve kriminal tipler için suç işleme özgürlüğü demekti. Vatan, millet ve bayrak aşkına her tür kötülüğün kapıları ardına kadar aralandı. Çakıcılar, Yılmazlar muhalif siyasetçilere posta koymaya, göz dağı vermeye başladılar. 

7-Bir süre önce yazdığımız bir yazıda mevcut iktidarı en çok İttihatçıların Babıali darbesini yaptıkları dönemden sonraki hallerine benzetmiştik. İttihatçılarda ‘ ya devlet başa ya kuzgun leşe ‘ demeye başlamışlardı o dönemde. Aralarından ayrılanları veya muhaliflerini sokak ortasında infaz ediyorlardı. Davadan dönenlerin katli vacipti. Görüş ayrılıklarına, farklılıklara tahammül yoktu. Gücü ele geçirmiş olanları o gücü doğal hakları gibi görüyorlardı. Tedhişçilik bir siyasal tarz haline gelmişti. Komitacılık, tedhişçilik ve şiddetin kutsanması İttihatçılardan yayılıp siyasal kültürün ayrılmaz bir parçası haline gelerek az çok tüm yapılara bulaştı. 

8-Türk milliyetçiliğinin kaynakları sadece İttihatçılıkla da sınırlı değil elbet. Soğuk savaşın başlangıcıyla beraber komünizme karşı kurulmuş olan Gladio yapılanması bu tür milliyetçiliği üst belirleyerek kendisi açısından bir paramiliter unsur, bir vurucu güç haline getirdi. Devlet ihtiyaç duyduğunda bu yapıları kullandı kalmadığında dışına attı. Ama Gladio yapılanmasının tarihsel sürekliliği devam ettiğinden elinin altında, yakınında bir yerde de tutmaya devam etti. Özel harekatçıları, uyuşturucu çetelerini, milletvekillerini, il yöneticilerini ve hatta genel merkezdeki hizipleri biraraya getiren ağın böylesi bir güncel ve tarihsel arka planı bulunuyor.

9-AKP ile ittifak Türk milliyetçilerini ikiye böldü. Devletin varlığına yönelik asıl tehdidin bizzat AKP İslamcılığı olduğunu düşünenler bu ittifakın dışına çıktılar. Bir kısmı bu ittifakı ilkesiz ve pragmatik buldu. Seküler gerekçelerle itiraz edenler ciddi bir yekün tutuyordu. Devletin görev emrine icabetin karanlık yollara açılacağı endişesini taşıyanlar oldu. Kısaca MHP’nin dışında ülkücü birikimin akacağı çok sayıda kanallar açıldı. Bu ayrılık ve ayrışmaların demokratik kültür içinde yaşanmadığını Muhsin Yazıcıoğlu’nun kopuşundan beri biliyoruz. İyi Parti’nin doğumu ile tüm bu gelişmeler daha yüksek bir aşamaya ulaştı. MHP artık ülkücü potansiyelin tamamını temsil etmekten uzaktı. Değişik merkezlerin, çevrelerin, kümelerin oluşması demokratik siyaset kültüründen uzak bu anlayış için şiddet olasılığını sürekli tetikte tutuyordu. Çünkü demokratik bir siyasetin temel özelikleri olan ideolojik tartışma, fikir hürriyeti ve siyasal rekabetin tabiliği bu çevrelere dışsal parametrelerdi. Adı üstünde bir ‘hareket’ geleneğinden evriliyorlardı. 

10-Teşkilatçılık ve aksiyonerlik hareket pratiğinin en önemli unsurlarıdır. Zaten bir kutsal üçlemeye teslise de dönüştürülmüştür: lider, teşkilat ve doktrin. Teslisin ayaklarından birine itaatsizlik ihanetle eşdeğerdir. Lider kendinden sonra geleni tayin eder veya ona en yakın çevre bunu kendinde bir hak görür. Teşkilattan ayrılmak kutsal davaya, yüce ülküye ihanettir. Bunu yapanların gerektiğinde katli vacip olur. Sinan Ateş örneğinde teslisin ayakları arasında sorunlar oluştuğu kulağa geliyor. Aksiyoner, iddialı, teşkilatçı ve ilave olarak akademik ünvan sahibi olmak onu belli çevreler nazarında hedef haline getirmiş olmalı. Atalar sükut ikrardan gelir der. Son noktayı anonim bilgelikten alınmış bu cümleyle koyalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar