1. YAZARLAR

  2. Hacı Hüseyin Kılınç

  3. Bürokratik Siyaset
Hacı Hüseyin Kılınç

Hacı Hüseyin Kılınç

Avukat

Bürokratik Siyaset

A+A-

Bürokratik siyaset son tahlilde apolitiktir. Kılıçdaroğlu bu anlayışın simgeleşmiş hali olduğu içinde politik bir özne değil apolitik bir bürokrattır. Politika varsayıma yani bahta, talihe açıktır. Politika biliminin kurucusu Makyavelli buna latince fortune yani talih diyecekti. Politikada mutlak kesinlikler yoktur. Olasılıklar, ihtimaller ve daima varsayımlar vardır. Mustafa Kemal Vahdettin'in verdiği görevde ısrar etseydi bir milli kahraman olamaz, Lenin ülkesine döndüğünde yoldaşlarının dediğine uysaydı devrimi yapamazdı. Bürokratik siyaset bürokrasinin doğası gereği kesinlikçi, mutlakçı

ve varsayımlara kapalıdır. Oyların çalındığı konusunda derin şüpheleri olsa da taraftarlarını sokaktan, hak aramaktan alıkoyar ve atı alan Üsküdar'ı geçer. Kendinden emin olduğu için dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet der, çünkü hasmının kastını doğru okumaktan acizdir.

Zamanda donmuş ve kendi gerçeğinde mıhlanmıştır. Aklı sürekli bürokrasinin rutin, disiplinli işleyen ve aksamayan temposundadır. Ama politika inişli ve çıkışlı, sabiteleri fazla olmayan ve konjonktür belirlenimli bir pratiktir. Doğaları huzura, konfora ve süprizlere kapalı olanlar politikaya ayak uydurmakta zorlanır. Bu kadar girizgah yeterli.

Siyasetin hukuka indirgendiği ve hukuk tarafından mengeneye alındığı 'belirsizlik rejimlerinde' iktidar sahipleri hukukun açtığı manevralardan istifade ederek muhalif bellediklerine dünyayı dar ederler. Böyle bir vasatta hukuku mutlaklaştırmak ve egemenin mahkemelerinde gidin aklanın demek politik değil apolitik bir tutumdur. Hukuken öngörülebilirliğin olduğu, soruşturmaların şeffaf yürütülebildiği, tarafsız ve bağımsız mahkemelerin olduğu bir yerde bu söylenebilir ancak. Vicdani kanaatiniz bu yönde olabilir, ciddi kuşkularınızda bulunabilir, ama siyasi iktidarın ancak kontrol ettiği yargı aracılığıyla manevra alanları bulabildiği bir yerde mahkemelerden adalet dağıtmasını beklemek safdillik bile değildir.

Politikada hasmın niyeti doğru okunmaz, iyi anlaşılmaz ise sürekli hatalar yapılır. İktidarın yargıyı araçsallaştırdığı bir vasatta iktidar yargısından medet beklenmez. Bu hesaplaşmanın yapılacağı yer iktidar kontrolündeki yargı değildir. Çünkü yargı siyasete gözlerini kapatmamışsa ve siyasetin imkanları tükenmiş ve artık iktidar hukukun yarattığı bir belirsizlik rejimi sayesinde ayakta kalmaya başlamış ise siyasi hasımlarınıza mahkeme yolunu göstermek etik bile değildir. Dürüstlük sadece akçeli işlere bulaşmamakla, kamu malına tenezzül etmemekle sınırlanamaz. Dürüstlük politikada 'silahların eşitliğini' gerektirir. Rakibiniz kamu gücünü istismar ederek sizi alt etmişse ve sizde iktidar yargısından medet umar bir yere savrulmuşsanız buna dürüstlük denilemez. Ama şairin dediği gibi bir "dost ve düşman yaratma' sanatı olan politikada işler mertlikle yürümez.

Önceki ve Sonraki Yazılar