1. YAZARLAR

  2. Yaşar Erkmen

  3. Orta Doğu'nun Ali Gırrosu
Yaşar Erkmen

Yaşar Erkmen

Orta Doğu'nun Ali Gırrosu

A+A-

İsrail, pervasızlığıyla yine aldı başını gitti. Bir devleti bile olmayan dünün mazlum milleti, günümüzün en ceberut devletlerinden biri oluverdi. 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’in başlattığı soykırımın mağdurları yer değiştirmiş ve Nazilerin yerini almış durumda. Bir avuç Yahudi, ABD’nin de desteğiyle bütün dünyayı parmağında oynatıyor. Etrafı çepeçevre Müslüman ülkelerle çevrili bu kabadayı ve arlanmaz devlet herkese ayar veriyor. 
Tükürükleriyle boğacakları bir devleti, Orta Doğu’nun şımarık çocuğu konumuna getiren bölgedeki Arap devletlerine ise söylenecek söz bulamıyorum. 
İsrail de bütün Arap devletleri gibi bir din devletidir. Kendilerini seçilmiş toplum olarak kutsarlar, diğer dinlerden ve milletlerden farklı olduklarına inanırlar. 
Tarihte İslam devletlerinden kimisi kılıç zoruyla insanları Müslüman olmaya zorlarken, yüce gönüllü Mevlana da dergâhının kapısını büyük bir hoşgörüyle herkese açar: 
“Gel, her ne olursan ol yine gel!
Kâfir, mecûsî, putperest olsan da gel!
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir!
Yüz kere tövbeni bozsan da yine gel!”
 
Herkesi saflarına çağırmasına rağmen Müslümanların sayısı yine de Hristiyanların gerisinde kalmıştır. Yahudilerin ise sayılarını çoğaltmak gibi bir dertleri olduğunu sanmıyorum. Sinagogun kapısına yüz sürüp hahama yalvarsan da seni dinlerine kabul etmez, edemez. Yahudi olmak istesen de olamazsın. Çünkü sonradan Yahudi olunmaz, anneye bakılır. Anne Yahudi ise çocuğu da Yahudi olur. 
Dünyada birçok din var. İnsanların büyük bir kısmı da bu dinlere inanıyor. Türkiye’de en çok inanılan dinin İslam olduğunu biliyoruz. Peki, dünyanın inanç tablosunu merak ediyor musunuz? Tablo*, tahmini olarak aşağıdaki gibidir:
Hristiyanlık: % 31 (2,5 milyar kişi)
Müslümanlık: % 25 (2 milyar kişi)
Hindu: % 15,2 (1,2 milyar kişi)
Yahudilik: % 0,2 (15-20 milyon kişi)
 
Hristiyanlık, inananı en çok olan bir din olmuştur. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri Hristiyan, onu dörtte bir ile Müslümanlar takip ediyor. İslam, Orta Doğu'daki en baskın din. Yahudilik ise büyük dinlerin en az taraftarına sahip. Hepi topu bizim İstanbul’un nüfusu kadar olsa da özgül ağırlıkları çok daha fazla olduğundan büyük dinlerden biri olarak görülüyor.
Alman filozof Arthur Schopenhauer, din ve milliyet konusunda şöyle der: 
“Biz insanların doğumundan 5 dakika sonra ismimize, dinimize, milliyetimize ve mezhebimize karar verilir. Ve sen ömrünün geri kalanını seçmediğin şeyleri savunarak geçirirsin.” Çoğumuz, bize biçilen bu elbiseyi coğrafyanın da etkisiyle zamanla sahipleniriz. Bize dayatılan bu kimliklere göre ya değer görürüz ya da ötekileştirilmiş ve dışlanmış bireyler olarak yaşamaya zorlanırız. 
Bugünlerde İsrail’in bölgeyi savaş alanına çevirmesi, tüm dünyayı tedirgin ediyor. İnsanoğlu geçmişiyle bir türlü yüzleşmeyi beceremiyor. Her milletin geçmişinde hesabını veremeyeceği dönemleri olabiliyor. Yapılanlardan ders alınmadığı için yeni hatalar yapılıyor. İsrail, ABD’nin de desteğiyle bilinçli olarak bu yolu tercih ediyor ve kafasındaki sinsi planı gerçekleştirmeye çalışıyor.
Tam da burada Mehmet Akif’in Kıssadan Hisse şiiri geliyor aklıma:
 
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
 
Mahallede kabadayılık taslayan, zorbalık eden kişiye Adana’da “Sen başımıza Ali gırro mu kesildin?” derler ve icabına bakarlar. Soykırıma uğrayan dünün mazlum milleti, bugün Ali kıran baş kesen olmuş, bir başka mazlum millet olan Filistinlilere karşı Hitler gibi dünyanın gözünün önünde aynı suçu işliyor da sözü geçen bir devlet çıkıp da şu İsrail’in ağzının payını veremiyor. Buradaki haksızlığa geçmişte olduğu gibi tepki,  yine sanattan ve sanatçılardan geliyor. 20. Yüzyıldaki holokosta (Yahudi soykırımı) duyarsız kalınmamış, kitaplar, şiirler yazılmış; yazılan romanlar filme dönüştürülüp bütün dünyanın gözünün önüne serilmiştir. Bu alandaki başarılı filmlerden ve kitaplardan birkaçını anımsıyorum:
Anne Frank’in Hatıra Defteri (Yönetmen: George Stevens)
Kitap Hırsızı (Yönetmen: Brian Percival)
Schindler’in Listesi (Yönetmen: Steven Spielberg)
Piyanist (Yönetmen: Roman Polanski)
 
Kadersizlik (Yazar: Imre Kertesz) 
Çizgili Pijamalı Çocuk (Yazar: John Boyne)
Herkes Yalnız Ölür (Yazar: Hans Fallada)
Zülfü Livaneli’nin Serenad’ını da bizden bir yazar olarak bu listeye eklediğimizde, bugün tarihin nasıl tersten tekrar ettiğini söyleyebiliriz.
*Vikipedi Özgür Ansiklopedi

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.