Bir Mektup da ben yazdım
Saygıdeğer Oya Başkanım,
Sizinle ilk kez Yazarlarevi’ndeki bir etkinlikte karşılaşmış, ayaküstü sohbet etmiştik. Etrafınıza pozitif enerji saçıyordunuz. Yüzünüzdeki o sıcak tebessüm, içinizdeki sevgiyi ve dostluğu dışa yansıtıyordu. Tutum ve davranışlarınız, çok eskiden beri tanışıyormuşuz gibi doğal ve içtendi.
O gün zihnim geç saatlere kadar yerel seçimlerle meşgul oldu. Sonunda bir karara varmıştım: Seyhan’a kadın eli değmeliydi.

Hayatı paylaştığımız, ailemizin iç işlerini, sevk ve idaresini teslim ettiğimiz kadınlarımıza, kentimizi neden teslim etmiyorduk? Anne-baba ve çocuklardan oluşan, toplumun en küçük birimi olan çekirdek ailemizin yanı sıra, yaşadığımız koca kentte havasını, suyunu, sokaklarını, parklarını ortak kullandığımız büyük bir ailemiz daha vardı. Gurbette, yaban ellerde bir cana, bir başa hasret kaldığımız günlerde karşılaştığımız hemşehrilerimize, “Toprağım!..” diyerek nasıl da candan sarılırız. İşte aynı kenti paylaştığımız bu geniş ailemizi de bir kadına, hem de yüreği sevgi dolu bir anneye neden teslim etmeyelim, düşüncesi kafama adamakıllı yerleşti.

Kadınlarımız, Cumhuriyet sayesinde elde ettiği kazanımlarla zincirlerini kırmış, hayatın her alanında kendilerini kanıtlamıştı. Siz de onlardan biriydiniz. Seçilirseniz Adana’da bir ilki gerçekleştirecek ve Seyhan’ın ilk kadın belediye başkanı olacaktınız.
Düşündüğümüz gibi oldu ve en yakın rakibinize on puan fark atıp Seyhan Belediye Başkanı olarak tarihe adınızı yazdırdınız.
Muhalefetin Türkiye genelindeki yerel seçim başarısını hazmedemeyen kifayetsiz muhterisler; yalanlarla, iftiralarla, kumpaslarla sandıktan çıkan sonuçları tersine çevirmeye, halkın iradesine ipotek koymaya kalktılar.
Bir süredir ülkemizin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Ama unutmayalım ki her şeyin bir sonu vardır. Victor Hugo’nun dediği gibi, “Gecenin en karanlık anı, güneşin doğmasına en yakın andır.”
Seyhan Belediye Başkanım Sayın Oya Tekin,
Moralini yüksek tut! Seni, çekirdek ailenle birlikte, koca bir kentin oluşturduğu geniş ailenin de özlemle beklediğini unutma!...
Bugünler de gelip geçer. Hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Ne zaman bitecek bu haksızlık, bu eziyet, bu zulüm diyenlere ise aşkın, kavganın ve umudun şairi Adnan Yücel, o harika şiiriyle yanıt veriyor:
“Saraylar saltanatlar çöker,
Kan susar bir gün, zulüm biter.
Menekşeler de açılır üstümüzde,
Leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye,
Bir yarına gidenler kalır,
Bir de yarınlar için direnenler!
Bitmedi daha sürüyor o kavga
Ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”
Yaşadığınız bu çileli günlerin çok yakında sona ereceğine ve sevdiklerinize kavuşacağınıza inanıyorum. Bu inanç ve umutla selam, sevgi ve saygılar sunuyorum.
22.08.2025
Yaşar ERKMEN


YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.